Stephen Hawking önümüzdeki en az 10 yıl içinde Mars’a gidilmesi gerektiğini söyledi. Zaten neredeyse son sözlerinden biri bu oldu. Peki neden Mars? Ve neden Dünya’dan ayrılıyoruz? Bunlar gibi bir sürü sorunun cevabını veriyorlar zaten bilim adamları. Ama daha kısa bir şekilde özetleyelim.
Artık çok geç. Ok yaydan çıktı ve o küresel felaket yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Son birkaç yıldır siz de fark etmişsinizdir çevremizde ya da etrafımızda garip değişiklikler yaşanmaya başladı. Mevsimlerin dengeleri bozuldu. Bazı bölgelerde kış mevsiminde kar fırtınaları olabilecek kadar şiddetli gerçekleşirken bazı bölgelere kar bile yağmıyor. Bazı bölgelere yazlar çok kurak olurken bazı bölgelerde de yağışlı olmaya başladı. Bunların dışında orman yangınlarının sayısı ciddi bir derecede artmaya başladı. Sizin de anlayacağınız üzere son zamanlarda çok fazla doğa felaketi haberi almaya başladık. Peki bunun sebebi ne? Küresel ısınma artık reddedilemeyecek bir sorun haline geldi. Ve son yıllarda da bunun cezasını fazlasıyla ödemeye başladık. Son yüzyılda Dünya’nın ortalama sıcaklığı 1-3.5 derece arasında artmıştır.
Küresel ölçekli bu sıcaklık değişimi gerçekten de çok ciddi sorunlara sebep oluyor. Küresel ısınmayı bizler başlatmadık ama bu olayı fazlasıyla hızlandırdık.
18. yüzyıl yani 1700’lü yıllarda bildiğiniz gibi “Büyük Endüstri Devrimi” yaşandı. Ve bir anda dünyanın dört bir yanına binlerce buhar gücüyle çalışan fabrika kuruldu, buradaki buharı üretebilmemiz için de ateşe ihtiyacımız vardı, bu ateş için de kömür ve odun yakmaya başladık. Ve bundan dolayı insanoğlu atmosfere ciddi miktarlarda karbon bulaştırmaya başladı. Fabrikalar, buharlı trenler ve buhar gücü ile çalışan gemiler atmosfere ciddi şekilde karbondioksit salınımı yapmamıza sebep oldu. Fakat bu olay 20. Yüzyıla kadar etkili değildi. 20. Yüzyıldan sonra etkili kılmasını sağlayan 2 şey vardı. Biri elektrik diğeri ise otomobillerdi. Bu zamanlarda elektrik tüm dünyaya yayılmaya başlamış ve bu elektriği üretmek için artık hidroelektrik santralleri yetersiz geliyordu. Bu yüzen her tarafta termik santraller kurulmaya başladı.
Önce bu termik santraller için mazot kullanılıyordu. O da yeterli olamayınca kömür yakan termik santraller kullanılmaya başladı. Ve bu yetmiyormuş gibi işin içine bir de otomobiller girdi.
Peki bu kadar karbon salınca ne oluyor? Şu oluyor, sera etkisi dediğimiz şey ortaya çıkmaya başlıyor. İlkokul derslerinde anlatılırdı. Havanın %78’i azot, %21’i oksijenden, %1’i ise karbondioksit ve diğer gazlardan oluşuyor. En azından oluşuyordu. Biz her gün bu karbondioksit miktarını şiddetli bir biçime arttırıyoruz.
Eğer bir kurbağayı kaynayan su dolu bir kabın içine koyarsanız kaçmak için zıplayacaktır. Fakat siz önce kurbağayı koyar ve suyu yavaş yavaş ısıtmaya başlarsanız kurbağa kaçmaya başlamadan önce kaynayan suyun içine ölmüş olacaktır. İnsanoğlu da şu anda dünyanın yavaş yavaş ısındığını anlamıyor ve birkaç yıla belki de yüzyıla kadar hala bu gezegende kalırsak biz de o örnekteki gibi ne olduğunu anlamadan ölüp gideceğiz. Ve bunu gören Stephen Hawking bize yol göstermeye çalışıyor. Ölmesine rağmen…
Kaynaklar:
https://climate.nasa.gov/
https://www.nationalgeographic.com/environment/global-warming/global-warming-overview/
https://www.nrdc.org/stories/global-warming-101
https://www.scientificamerican.com/article/global-warming-obama-report/
https://www.mgm.gov.tr/files/genel/saglik/iklimdegisikligi/kureseliklimdegisikligietkileri.pdf
http://dergipark.gov.tr/download/article-file/302847