Ok Yaydan Çıkana Dek

           Hayatımızın bazı kesitlerinde çok zorlandığımız, yorulduğumuz dönemlerle sık sık karşılaşabiliriz. Sanki yaşam durmuş, her şey sonra ermiş gibi hissedebiliriz. Herkesten uzaklaşmak, yalnız kalmak isteriz. Peki, bu durum bizi nereye götürür? Ne kadar daha bu şekilde devam edebiliriz?

           Çok sevdiğimiz birisini kaybedebiliriz, iş hayatında zorluklarla karşılaşabiliriz, geleceğimiz ile ilgili çok büyük öneme sahip sınavlar için stresle baş başa kalabiliriz, arkadaşlıklar arasına giren kara kediler olabilir, aile içinde anlaşmazlıklar yaşanabilir, trafikte zorluklar meydana gelebilir, sağlık problemleri oluşabilir, hayal ettiğimiz şeyler gerçekleşemeyebilir, istediğimiz sosyal çevreye sahip olamayabiliriz ve daha nicesiyle yüzleşmek zorunda kalabiliriz. Hatta bazen bu tip durumlar misafirliğe arkadaşlarını da getirmiş olabilir. Ve hepsiyle ayrı ayrı ilgilenmek gerekebilir. Ancak bu arkadaşlar geldiğinde “mağdur” rolünü oynayamayız, oynamamalıyız. Mağduriyet belirtmek işin kolay tarafına kaçmak olur. Oysaki bu arkadaşların her biriyle teker teker yüzleşmeli, onları dinlemeli ve onların her söylediklerine karşılık  bahane üretmeyi bir kenara bırakmalıyız. Ne de olsa günün sonunda ne onlar kalacak ne de onların getirdikleri. Geriye onlardan sadece kirletttikleri kalacak. İşte asıl önemli olan bu kirlerden ne kadar sürede kurtulabildiğimizdir. Tüm bunların sadece bizim başımızdan geçmesi düşüncesini kafamızdan atarsak eğer bir nebze de olsa içimizi ferahlatabiliriz.

paulo coelho ile ilgili görsel sonucu

“Ok ancak geri çekilerek atılır.Hayat sizi zorluklarla geri çekiyorsa, sizi daha büyük bir şeye fırlatacağı içindir. Nişan almaya devam edin.” Paulo Coelho

 

             Karşılaştığımız zorluklarda yapmamız gerek en önemli şey sorgulamaktır. Fakat sorgulama sorunun nedenini değil, onun üstesinden nasıl gelebileceğimiz hakkında olmalıdır. Geçmişi bir kenara bırakmalı, onu sadece kendisinden ders çıkarmak için rahatsız etmeliyiz.

             Zorluklar anneler gibidir. Gün olur söyledikleriyle kanatlanırız, uçarız; gün olur karamsarlık bizi sarıp sarmalar. Ancak bizim kişiliğimiz işte bu karamsarlıklarla oluşmaya başlar. Söylediklerini kabullenmeyiz. Halbuki özünde onların doğru olduğunu biliriz. Zaman zaman söylediklerine kulak verip onların dediklerini uygulamaya çalışırız. Bir de bakmışız ki zaman geçtikçe güzel olmayan huylarımız yok olup gitmiş. Hep iyi yönlerimiz söylenmiş, kötü yönlerimiz ağıza alınmamış olsa onların varlığından nasıl haberdar olabilirdik ki?  Zorluklar da böyledir işte. Bazen kapımızı çaldıklarında onları içeri davet etmeliyiz. Atalarımızın da dediği gibi, “Dost acı söyler.” Doğruluğa ulaşabilmek için yanlışları ayırt edebiliyor olmamız gerekir. Eğer arabayı park edemiyorsak bu yeteri kadar denemediğimiz içindir. O halde bunun üstüne gitmeliyiz. Aile içinde sorunlar barınıyorsa yangına körükle gitmek yerine ailece oturup nasıl düzelebileceğini tartışmak gerekir. Sınavlar yaklaşıyor ise bazen olacak geç saatlere kadar ayakta kalacağız demektir.

toz pembe rengi ile ilgili görsel sonucuEğer zorlandığımız bir konu var ve biz başka işlerle meşgul isek hayatın sadece tozsiyah mürekkep damlası ile ilgili görsel sonucupembe sayfalarını çeviriyoruzdur. Ancak her şeyin bir sonu olduğu gibi o sayfalar da tükendiğinde devamında ne çıkacağını bilmiyoruz. Yanlışlıkla sayfanın üzerine siyah mürekkep döküldüğünde ne yapacağımızı bilemeyiz. Her şey bir saniye içerisinde karman çorman bir duruma sürüklenir. Siyah boyanın dökülmesi aslına bakılırsa olası ihtimal dahilinde gerçekleşmesi beklenen bir durumdur. Eğer böyle bir durumla karşılaşılmamış veya olabileceğine dair bir ihtimal verilmemiş ise boya döküldüğü anda telaştan küçücük bir damla bile olsa onu yaymaktan kendimizi alıkoyamayız. Ancak önceden yüzleştiğimiz bir mesele olsa idi soğukkanlılıkla bu siyah damlacıktan kolaylıkla kurtulabilirdik.

           Uzun lafın kısası, “İnsanın en büyük dostu zorluklardır. Çünkü insanı karşılaştığı zorluklar casson ile ilgili görsel sonucugüçlendirir.” diyen Casson son noktayı koyarak zorlukları yüceltmiştir. Şimdi dostlarımız bizi tekrardan ziyarete geldiklerinde boşa düşmeyeceğiz. Çünkü artık onların nelerden hoşlanıp hoşlanmadığını biliyoruz. Onları tanıdıkça yanlarında daha rahat olacağız. Bundan sonrasını onlar düşünsün.

(Visited 94 times, 1 visits today)