Kedim küs olduğumuz komşumuzun kapısına doğru koştu ve gözden kayboldu. Kapı açıldı içeriden tuhaf bir koku geliyordu. Peşinden gittim ve kedimin kuyruğunu kapının içerisine girdikten sonra sert bir şekilde kapı çarptı. Zile bastım, ses yok. Kapıya tüm gücümle vurdum, yine ses yok ve sonunda aklıma çilingir çağırmak geldi. Çilingirin gelmesi de bir iki saat sürdü. Çok endişeliydim ve su dahi içmemiştim. Çilingir gelince kapıyı açtığı zaman o tuhaf koku yine geldi. Çilingire teşekkür bile etmeden içeri daldım. O garip koku git gide artıyordu. Her odaya girdikten sonra en son kedimin miyavlamasını duydum. Ama normal değildi. Korkmuş gibiydi. Işık hızıyla odaya girdim ve o iğrenç koku ama çok daha ağır bir halde tekrar geldi. Evet yerde bir ceset vardı. Komşum muydu değil miydi anlaşılmıyordu yüzündeki kanlardan dolayı. Fakat sadece kafa kısmında vardı. Kalan vücudunda yok denilebilecek kadar az vardı. Orada bir süre kalmış olmalıydı çünkü koku gerçekten berbattı ve sinekler vardı etrafında. Acilen 155’i aradım ve ”Dur!” diye bir ses duydum. Komşum ayaktaydı ve zombiye benziyordu. Onu o hâlde görünce ben de en son bayıldım. Tek hatırladığım şey kedimin beni koklayıp mırıldanmasıydı. Ve elbette komşumun şakaydı gibi bir şeyler demesiydi. Hastanede başımda komşum ve aile bireylerim vardı. Uyandığımda annem komşuma bağırıyor, babam avukatıyla konuşuyor, komşumsa orda oturup sadece şakaydı diye sayıklıyordu. Neyse ki hem kedim hem de komşum iyiydi.
O Tuhaf Koku
(Visited 5 times, 1 visits today)