Bir gün Pelin yine normal bir şekilde uyandı. Bir garip ses duydu aynı şöyleydi “Çiku çi” Pelin duyduğu şeyi merak etti ama devam etti yürürken ayağına baktı ve bir altın bilezik gördü. Bileziği çıkartıp odasına koydu yatağının üstünde sincabı Çiku’yu gördü. Seni nasıl unuturum Çiku o ses de senden geliyordu tabii. Ailesi, Pelin ve Çiku ile yemek yediler. Pelin okula yürüdü Çiku’ya bay bay dedikten sonra ayağında gene aynı altın bileziği gördü. “Sen nasıl buradasın acaba? Çiku da bunu bilmiyor ki ” dedi Pelin. Bileziği çıkartıp çantasına koydu. Okulu bittikten sonra her şeyi ters giden Pelin üzüntüyle her şeyi ailesine ve Çiku”ya anlattı. Her şey şuydu. Bilezik kalktıktan sonra hep ayağının üstündeydi, çıkardı odasına koydu. Okula giderken gene ayağının üstündeydi, çıkardı çantasına koydu. İşte olanlar oldu. 2 yıl geçti bileklik Tayland’ta yani Pelin ve Çiku’nun yaşadığı yerdeydi. Çiku şöyle söyledi “Pelin sessizce ve yavaşça yere bakar mısın?” Pelin “Ben mi yanlış görüyorum yoksa ayağımın dibindeki bir altın bilezik mi?” Evet Çiku çi. O günden sonra sihirli altın bilezik Çiku ile arkadaş oldu ve Pelin’in ve Çiku’nun yanından ayrılmadı.
SON