Bir gün adı Cames olan küçük çocuk, dışarda top oynuyormuş. Birden Cames’in başına ağrı girmiş. Bunalmış ve ona dolaşma isteği gelmiş. Cames dolaşmış, dolaşmış en sonunda başının ağrısı geçmiş. Ama dolaştıktan sonra bir de bakmış ki nerede olduğunu bilmiyormuş. Ve sonra Amerika’nın sokaklarında dolaşmaya devam etmiş. Evini bulmaya çalışmış fakat bulamamış. Hava iyice kararmış, annesi de onun için endişelenmeye başlamış. Cames bir dükkana girmiş, dükkanın sahibi sormuş “Ne yapıyorsun evladım burada? Yoksa anneni mi kaybettin?” Cames “Evet, annemi kaybettim, bana yardım eder misiniz?” demiş. Dükkanın sahibi Cames’in annesini aramış. Annesi çocuğunu gelip almış ve dükkan sahibine teşekkür etmiş. Cames annesine durumu anlatmış. Annesi onu bu durumlar için uyarmış “Bir daha böyle olursan yanıma gel, tamam mı oğlum.” demiş. Annesi bu durumu Cames’in arkadaşlarına sorduğunda arkadaşları ” O Kristof Kolomb gibi uzak diyarlara açılmak ve yeni yerler keşfetmek istiyordu.” demişler. Bunu üzerine annesi Camesi Amerika’dan Türkiye’ye uçurarak farklı yerlerde gezdirmeye başlamış. Kapadokya, tarihi kilise, tarihi cami, Göbeklitepe… Ve böylece Cames’in gezme sorunu hallolmuş. Kim bilir belki Cames ileride dünya ile yetinmeyip uzayı keşfedecek. Bunu zaman gösterecek.
O Kristof Kolomb Gibi Uzak Diyarlara Açılmak Ve Yeni Yerler Keşfetmek İstiyordu
(Visited 16 times, 1 visits today)