Eğer bir sihirbaz olsaydım, onu geri getirirdim. Evet bu bencilce bir davranış olabilir insanlık için ama benim için büyük bir davranış olurdu. Beni yargılamadan hikayeme bir şans verin. Kendisi kendinden önce tanımadığı insanları bile düşünürdü. Tüm parasını ailesine ve insanlara yardım etmek için kullandı. O, gerçek bir melekti. Kendisi hayatına sevinç, neşe ve mutluluk getirmek yerine başkalarının hayatındaki neşeyi düşünürdü. Çok alçakgönüllü bir insandı. O kişi ölmeyi hak etmedi. Hâlâ onun gibi birinin hayatıma girmiş olup hayatımda bir yeri olmasına çok şükrediyorum. Şu ana kadar tanıdığım kimse onun kadar nazik değildi. O kişi benim anneannemdi. Uzaktan eğitim sırasında bizim yanımızda kalıyordu. Bize yemek yapar, arkamızı toplayıp annem işteyken onun güzel, temiz bir eve gelmesini sağlardı. Kendisinin sağlık problemleri vardı, şeker hastasıydı. Yaşlandıkça da kendini çok yormaması gerekiyordu. Ama o tüm sorunlara göğüs gerip bizim mutluluğumuzu düşündü. Çamaşırlarımızı bile o yıkıyordu. Annem ona çok kez yapmaması gerektiğini söylemesine rağmen işten eve gelince o yorulmasın diye ona karşı çıkıp evin her türlü ihtiyacını o gideriyordu. Bazen akşam yemeklerini bile o yapıyordu. Bir gün çamaşırları yıkamış, asarken yatağa oturayım derken yataktan düştü. Bu kaza sonucu ayağını kırdı. Hastane de bir süre kaldıktan sonra teyzemlerin evine taşındı. Biz, ablamla bu uzaktan eğitim sürecinde onun sayesinde evde yalnız kalmayı öğrendik. Onun yemeklerini ve evimizdeki yerini özlesek de o taşınmıştı. Niye mi? Çünkü yataklarımızın boyu yeterli uzunlukta değildi. O zamanlar küçük olduğumuz için bu olaydan çok yakınıyorduk. Eninde sonunda kabullendik, o gitti. Ama onun peşini kötülükler bırakmadı. Kısa bir süre sonra teyzemler anneannem dahil olmak üzere, Covid-19’a kapıldı. İki hafta sonra bu olayı atlattılar. Ama böyle acımasız bir dünyada şans yaver gidebilir mi? Herkes iyiyken, o hastalanmaya başladı. İlk başta ayakları tutmadığını söyledi. Öksürüğü durmuyordu. Sonra yürüyemez hale geldi. Hastaneye kaldırdılar onu. Ellerinin tutmadığını söyleyince anlamıştım. Yanına gitmek istedim ama hasteneye almadılar beni. Yanına bile gidemiyordum. Böyle bitmemeliydi. Doğum gününden 12 gün sonra vefat etti. Doğum gününde bile yanına almadılar beni. Hala onunla kan bağımız olduğuna inanamıyorum. Evet, şimdi de hikayemi biliyorsun. İstediğin kadar yargıla beni. Durma ama bu benim kararımı değiştirmeyecek. Yine söylüyorum bir daha da söyleyebilirim. Eğer bir sihirbaz olsaydım, onu geri getirirdim ya da ona her şey için teşekkür ederdim. Bir de doğum gününe gelemediğim ya da doğum gününü kutlayamadığım için özür dilerdim. O, bir melekti. Kanatsız ve gerçek bir melek…
O Kanatsız Bir Melekti
(Visited 36 times, 1 visits today)