Bir zamanlar,okulu seven bir kız vardı. Adı Malala’ydı. Malala,Pakistan’da huzur dolu bir vadide yaşardı. Bir gün Taliban isimli bir grup silahlı adam,vadinin kontrolünü ele geçirdiler. silahlarıyla insanları korkuttular.
Taliban kızların okula gitmesini yasakladı. Pek çok kişi buna karşı çıktı,yine de kızların evde kalmasının daha güvenli olduğunu düşündüler.
Malala bunun haksızlık olduğunu düşünüp internette bunun hakkında yazdı. Okulu çok seviyordu. Bir gün televizyonda “Eğitim kadınlara güç verir. Taliban kızların okullarını kapatıyor,çünkü kadınların güçlü olmasını istemiyorlar”dedi.
Birkaç gün sonra Malala,her zamanki gibi okul okul otobüsüne bindi. Taliban’ın iki adamı aniden otobüsü durdurup “Malala hanginiz?” diye bağırdı. Malala “Benim!” dedi. Arkadaşları ona bakarken,adamlar ateş edip Malala’yı kafasından vurdular. Malala aceleyle hastaneye kaldırılınca kurtuldu. Binlerce çocuk Malala’ya geçmiş olsun kartları yolladı. Malala kimsenin hayal edemeyeceği kadar kısa sürede iyileşti.
“Kurşunlar bizi susturacak diye düşündüler,ama yanıldılar” dedi. Haydi,kitaplarımızı ve kalemlerimizi alalım. Onlar bizim en güçlü silahlarımız. Bir çocuk,bir öğretmen,bir kitap ve bir kalem dünyayı değiştirebilir.”
Malala Nobel Barış Ödülü’nü alan en genç insandır.