Bir psikiyatrist günde en az 10 tane hastasını dinler ve ağızlarından çıkan her kelimeyi vurgusuyla beynine kazırken gerçekliğini sorgular. Bazen dinlediği şeyler ona saçma gelse de anlatan kişinin bu olay yüzünden delirdiği bilmek o olayın gerçekliğini ve yalanlığını sorgulatır ona. Belki saatlerce, günlerce aylarca…
Benim buraya geliş hikayem de böyle başlıyor. Teathor akıl hastanesinde çalışan sıradan bir doktordum taki o kız gelene kadar. Elena Jhones. 18 yaşında ailesinin eve yapılan bir bıçaklı saldırıda öldürülmesini dolabındaki aralıktan izlemiş. Olay ardından 3 koca hafta boyunca aç ve susuz dolabında saklanmış. Bulunduktan sonra buraya getirilmesinin sebebi ise şizofreni belirtileri göstermeye başlamasıymış. Söylediğine göre katil anne ve babasını öldürdükten sonra her gün tekrardan eve gelerek birkaç dakika anne ve babasının cesedinin başında dikildikten sonra kızın ismini fısıldayarak evin içinde kızı aramasıymış. Tuhaf kısmı şu ki katil anne ve babasını öldürdükten sonra onları öldürmek için kullandığı bıçakla arkadan bıçaklanmış halde mutfakta cesedi bulunmuş. Olay yerinin incelemesine göre ona öldüren kızmış. Yerde ilk önce aşağı inen ardından tekrardan dolaba yönelen kanlı ayak izleri varmış ve numara kızın ayağı ile tutuşuyormuş aynı bıçağın üzerindeki parmak izleri gibi. Bu olaydan sonra Elena hastanenin en aşağısındaki A7 numaralı odaya kapatıldı ve başına da ben atandım.
Odaya gitmek için kalemimi ve onun içinde bilgileri olan dosyayı alarak aşağı indim. Odanın kapısını açtığımda miğde bulandırıcı bir koku suratımı yaladı. Öğürmemek için kendimi çok zor tuttum ve sonunda odaya girdim. Oda zifiri karanlıktı. Perdelerin hepsi yere kadar indirilmişti. Odanın içine doğru koku daha da yoğun bir hal aldı kusmak üzereyim. Odanın içine baktım ve kızı bulamadım ardından tuvaletin yanındaki bir karartı dikkatimi çekti. Kız kollarını bacaklarını ve ayısı sarmalamış bir şekilde yerde oturuyordu. Yanına doğru yaklaştım ve konun kaynağını da bu şekilde bulmuş oldum. Yanına geldiğimde ışığı açmak için düğmeye uzandığımda hızlı bir reflexle elimi tuttu ve ışığı açmamamı söyledi. Ben de açmadım ve yanına çöktüm. Ona nasıl olduğunu ve bunun gibi basit birkaç soru sordum ama hepsinin cevabını ölüm sessizliği verdi. Bende çok zorlamak istemedim ve ilaçlarını kutusuyla beraber yanına koyup odayı terk etmek için kalktığımda onun burada olduğunu bildiğini ve onun için geldiğini ve artık daha fazla saklanamayacağını ve saklanmak istemediğini söyledi. Hızlıca odayı terk ettim ve söylediklerini kapının önünde not aldıktan sonra odama çıktım ve dosyayı metal kasaya koyarak kilitledim.
Bir sonraki hafta da fazla gelişme olmadı eski cümlelerine ek olarak her gün daha fazla yaklaştığını ve başladığı işi başladığı yerde bitireceğini söyledi. Ayrıca son gidişimde ben artık korkmuyorum korkan taraf sen olmalısın benimle ilgilenmemeliydin şimdi senin için de gelecek gibi bir cümle de duydum. Ne kadar inanmasam da akşam eve giderken herhangi bir arabanın beni takip edip etmediğini de sürekli olarak kontrol ettim. Eve vardığımda takip edilmediğimi bilerek ayrıca yarınım da yarım vardiya olduğu için öğlene kadar uyuma hayali ile uykuya daldım. Bir sonraki gün odaya gittiğimde kapım aralıktı. Kilitlediğimi sanmıştım ama sanırım unutmuşum. Kapıyı açtığımda odam darma dağın bir haldeydi ve metal kasa kırılmıştı. Hemen yanına gidip tek bir kişinin dosyasını aradım ve tabi ki de bir tek o kişinin dosyasını bulamadım. Elena Jhones. Hızlıca odaya indim ve kapıyı açtım. Serin güzel kokulu bir esinti ve güneş karşıladı beni. Oda temizlenmiş, perdeler toplanmış, camlar sonuna kadar açılmıştı. Yatağın üzerinde ise küçük bir ayıcık duruyordu.
Birkaç saniye düşündüm her şeyin başladığı ve biteceği yer. Kızın ailesi evde odasında öldürülmüştü. Hemen arabama atladım ve adrese doğru sürdüm. Geldiğimde kapı aralıktı, anahtarlarımı her parmağımın arasına bir tane girecek şekilde yerleşirdim ve yukarı çıktım. Yerde kan ve bıçak vardı yatağın üzerinde ise hasta dosyası. Dizlerimin bağı çözülmüştü ve bir ada yere kapaklandım. Aklımda bir sürü cevap bekleyen sorular vardı. Onun cesedi mutfaktaydı, kız neredeydi, ona ne olmuştu derken bir elin usulca omzuma dokunmasıyla sorular bir anda yok oldu ve yerini tek bir cümle aldı. Benim için gelmişti.
Yetkililer beni odada ağlarken sabit bakışlarımla yakaladı. Şu an A7 numaralı odadayım ve bildiğim tek şey ise o nerede olduğumu biliyor ve benim için geliyor. Sizin için de gelecek