Nükleer Enerji Felaket mi Kurtuluş mu?

Nükleer gücün modern toplum tarafından kullanılıp kullanılmaması son yıllarda özellikle de iklim değişikliği tartışılırken bu münazaraların ayrılmaz bir parçası oldu. Bir yandan nükleer enerji santralleri çok az yakıtla yakıtla çok fazla enerji üretebilirken bir yandan da herhangi bir patlama veya sızıntı durumunda olacak şeyler o kadar ölümcül ve tehdit edici.

 

Çoğu insan bu konudaki görüşlerini nükleer enerjiyi kontrol etmesinin çok güç olduğuna, böyle ölümcül bir teknoloji kullanılırken insanların elbette hatalar yapacağına ve bu hataların dehşet verici sonuçlar doğuracağına. Bu yüzden de nükleer enerji kullanmayıp daha az tehlikeli yenilenebilir enerji kaynaklarına kaymamız gerektiği gibi düşünceler etrafına kuruyor.

 

Fakat bu düşünceler bir takım doğrular içerse de çok önemli bazı detayları dışarıda bırakıyor ve insanlığın sanki yenilenebilir enerjiye geçmesi çok kolaymış gibi bu fikri bir çözüm olarak öne sürüyor. Nükleer enerji karşıtlarının atladığı en önemli detay nükleer enerjini son derece güçlü olması. Bütün dünyanın yenilenebilir enerjiye geçmesi yarım asır sürebilir. Zira rüzgar, güneş ve hidroelektrik gibi yenilenebilir enerjiler pek verimli değil. Gezegenimiz için çok karlı olsa da onları kuran insanların cepleri için diğer enerji üretim yöntemlerine göre hiç karlı değil. Yenilenebilir enerji üretimi devlet tarafından desteklenmemiş olsaydı bugünkü üretim kapasitesinin yarısına bile sahip olamazdı. Devletlerin bu gibi projelere destek vermesi çok hoş ama ekonomisi bu kadar gelişmiş olmayan ülkeler bu tarz destekleri vatandaşlarına ve yatırımcılarına veremiyor maalesef ki. Ve genellikle gelişmemiş ülkeler nüfusları daha fazla olan ülkeler oluyor.

 

Teknoloji gelişip yenilenebilir enerji kaynakları daha erişilebilir ve ucuz bir hale bürünmediği sürece dünyanın çoğu fosil yakıtlar kullanmaya devam edecek. Bu yüzden teknoloji yeterince gelişinceye kadar bizi fosil yakıtların kirli ellerinden uzak tutabilecek bir enerji tipine ihtiyacımız var. İşte nükleer enerji de tam burada devreye giriyor. Evet belki kötü kullanımı akıl almaz sonuçlara mali olabiliyor fakat nükleer enerjiyi hemen fazla tehlikeli diye damgalamadan önce yerinden ettiğimiz fosil yakıtların ne kadar tehlikeli olduğunu düşünmemiz gerekiyor.

 

Yakın zamanda yürütülen araştırmalar fosil yakıt santrallerinin nükleer santrallere göre üretilen enerji başına kırk kat daha fazla insan öldürdüğünü gösteriyor. Bu ölümler nükleer enerji kadar ani olmuyor. Her gün dışarıda pis dumanları ciğerlerine çeken milyonlarca insan akciğer kanseri ve diğer solunum yolu hastalıklarından hayata gözlerini yumuyor.

 

İşte bu yüzden ben nükleer enerjinin yenilenebilir enerji kaynakları mantıklı bir seçenek haline gelene kadar fosil yakıt santrallerinin nükleer santrallerle değiştirilmesinden yanayım.

(Visited 44 times, 1 visits today)