Toplumlar varoluşlarından beri bulundukları coğrafyada süper güç olma eğilimine girmişlerdir. Günümüzde Amerika Birleşik Devletleri, Rusya Federasyonu, Çin Halk Cumhuriyeti gibi ülkeler askeri ve ekonomik olarak büyük bir rekabet içine girmişlerdir.
Bir ülkenin askeri gelişiminin yanında, başta da belirttiğim gibi ekonomik durum çok önemlidir. Bu ekonomik durum ise bir ülkenin ihracatının bol olması, iş gücünün uygun olması vb. sebeplere bağlıdır. Zaten günümüze bakarsak ekonomi alanında gelişmiş olan bütün ülkeler askeri alan da ne kadar geri kalmış olsa da refah açısından yukarılara tırmanmış ülkelerdir (Örnek: İrlanda Cumhuriyeti).
Asıl konumuz olan nüfus faktörüne gelecek olursak çok geniş bir açıdan konuya bakmamız gerekecek. İlk olarak ekonomik devi olan Çin’i ele alalım. Çin, dünyada en çok nüfusa sahip ve buna dolaylı yoldan bağlantılı olarak işgücünün ucuzluğu sebebiyle Dünya markaları tarafından en çok tercih edilen ülkelerdendir. Ancak, dolaylı yoldan ifadesini kullanmamın sebebi o ülkenin nüfusunu doğru bir şekilde düzenleyebilmesidir. Fakat Bangladeş’e bakacak olursak yüzölçümü Türkiye’nin yarısı olmasına rağmen ülkemizin iki katı kadarlık bir nüfusa ev sahipliği yapar ve bu onları Dünya’da en kalabalık ülkeler arasında sekizinci sıraya koyar.
Ülkenin yüzölçümü böyle üst düzey bir popülasyonu kaldıramadığı için ekonomisinin gelişmemiş olmasının yanı sıra toprak sıkıntısı bulunduğu için olası bir savaşa zemin hazırlar (Günümüzde de komşu ülkeleriyle karışıklık içindedirler)
Kısacası, bir ülke hakkında yorum yapılacak ise sadece nüfus oranına bakmak yeterli olmaz. Sorulması gereken soru o ülkenin o popülasyonu kaldırıp kaldıramadığıdır. Aksi takdirde daha demin de belirttiğim gibi değil ekonomik gelişme, toprak yetersizliğinden ötürü bölgesel sıcak çatışmaya bile zemin hazırlayabilir.
Düzenlenmemiş nüfus fazlalığının dezavantajlarından başka bir tanesi ise, o toplumdaki fikir ayrılıklarının fazlasıyla bulunmasından kaynaklanacak herhangi bir iç savaş, darbe girişimi vb. o ülkenin refahını birden aşağı çekme potansiyeline daha çok zemin hazırlar.
Fakat bütün bunların dışında, eğer bir ülke popülasyonu ne kadar fazla olursa olsun o nüfusu kaldırabiliyorsa ve üstüne üstelik düzenleyebiliyorsa o ülke neredeyse her anlamda üst sıralara yerleşme şansına daha çok sahip olur. Gerek askeri, gerek ekonomik, gerek siyasi.
Toplamak gerekirse, bir ülkenin nüfus fazlalığı o ülkenin nasıl bir ülke olduğunu açıklamaya yetmez. O ülkenin düzenli bir refah devleti olması açıklar ve buna birçok açıdan bakılabilir. Tutun ki, bir ülkenin nüfusu çok fazla olsun fakat düzensiz olduğu için teknolojide geri kalmış olsunlar, ve nüfusu daha az fakat refah devleti ve teknolojide ilerlemiş olsunlar. Olası bir sıcak çatışmada kazanan taraf çok büyük olasılıkla ikinci taraf olur. Çünkü daha kriterleri verirken bile cevabı verdim. O ülkenin düzensizliği ve refah devleti olmayışı onları her anlamda aşağı çekiyor ve gelişimine engel oluyor. Yani nüfus bazı durumlarda sadece bir sayıdan ibarettir.