Nüfus Artışı ve Yaşam Kalitesi

Nüfus belirli bir bölgede, belirli bir zaman dilimi sürecinde yaşayan toplam kişi sayısıdır. Bu yeryüzü üzerindeki bölge, bir kasaba, bir köy, bir şehir hatta bir kıta gibi değişik yerleşim birimleri şeklinde olabilir. Toplumun fertleri bir bölgenin popülasyonuna  bir göç veya doğum sonucu dahil olurlar, ölüm veya herhangi bir sebepten dolayı ayrılırlar. Bu durum uzun yıllar boyunca bir döngü içerisinde devam eder. Günümüzde dünya nüfusu çok hızlı bir artıştadır. Bu durumda kaynakların artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılayacak düzeye ulaşmasıyla ilgili çeşitli sorunlar ortaya çıkmaktadır.                                                                                                 

Bu sorunların başında ülkelerin refah düzeylerinin olumsuz etkilenmesi gelmektedir. Herhangi bir ülkenin diğer ülkeye göre refah düzeyinin belirlenmesinde kişi başına düşen gelir miktarı, sağlık durumu, ülkenin eğitim seviyesi gibi birçok etken ön plana çıkmaktadır. Bu nedenle hızlı nüfus artışı çok tehlikelidir.Toplumda kişi başına düşen gelirin artması için ekonomik büyümenin nüfus artış oranından daha yüksek düzeyde gerçekleşmesi gerekmektedir.              İnsan sayısının artması bölgede iş bulma imkanını zorlaştırır, tüketimin artmasını etkiler, ülkedeki kalkınma hızını düşürür, insanların temel ihtiyaçlarını karşılaması daha zor hale gelir, insanların bilinçsizce hareket etme olasılığı artacağı için çevre kirliliği yaşanmaya başlar. Örneğin göze çarpan manzaralarıyla bilinen Norveç, 2021 yılında dünyanın en mutlu 6. ülkesi olarak seçildi. Norveç çok kalabalık bir ülke olmamasına rağmen yaşam kalitesinin oldukça yüksek olduğu bir ülkedir. Çünkü burda önemli olan etken popülasyondan daha çok ülkenin ne kadar duyarlı insanlara ve doğru bir yönetime sahip olduğundadır.                                                   Az gelişmiş ülkelerde görülen hızlı nüfus artışı yetersiz sosyal hizmetlere ve hatta yoksulluğa neden olabilmektedir. Bu durum hızla büyüyen açlık sorununu beraberinde getirmektedir. Ayrıca toplumsal sorunlara da kapı aralamaktadır. Yetersiz kaynak miktarından dolayı okula kayıt olamayan örenci sayısındaki artış ve buna bağlı olarak eğitim kalitesindeki düşüş bu duruma örnek olarak verilebilir.  Ekonomik durum ile sağlık arasında yakın bir ilişki vardır. Bir toplumda sağlık hizmetleri, toplumdaki insan gücüne bağlıdır. Sağlık hizmetlerini geliştirmek adına kişi başına düşen nitelikli sağlık çalışanı ve nitelikteki sağlık kuruluşu sayılarını artırmak önemlidir. Aşırı nüfus artışı, az gelişmiş ükelerde bu oranların halk yararına değişmesi adına yapılan çabaların verimini aza indirmektedir.  

Kısaca özetlemek gerekirse bir ülkede nüfusun artması ülkenin yaşam şartlarını olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle her ülke kendi çapında bazı önlemler alarak bu sorunun üstesinden gelmelidir. Bu ancak başka ülkelerden yapılan göçleri kısıtlayarak ve doğum oranlarına sınırlamalar getirerek mümkün olur. Daha iyi beslenme, daha iyi giyinebilme, daha iyi konutta oturabilme ve çocuklarını daha iyi okutma az çocuklu ailelerde daha imkanlı olur. Yalnız günümüz için değil, gelecek yaşama yönelik yatırım yaparak ve gereken durumlara karşı tedbirler alarak dünyayı daha yaşanılası hale getirmiş oluruz. 

(Visited 47 times, 1 visits today)