Nitelikli Kayıp

Çok çalıştınız, okul hayatınızı başarıyla tamamladınız ve üniversiteden mezun oldunuz.Ama dereceyle bitirdiğiniz üniversiteniz ya da gördüğünüz diğer eğitimler size bir fayda sağlamadı ve işsiz kaldınız. Ya ilgilendiğiniz alandan alakasız bir yerde hak etmediğiniz bir değerde çalışacak ya işsiz kalacak ya da yurt dışında şansınızı deneyeceksiniz. Siz olsanız hangisini yapardınız?

Büyük ihtimalle Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yayımladığı ‘Uluslararası Göç İstatistikleri’ raporuna göre 2017’de Türkiye’den göç eden 253 bin 640 kişiden biri olurdunuz. Peki 2017’de bir önceki yıla göre %42.5 lik artış gösteren ve gün geçtikçe artan bu beyin göçünün ülkemizde neden olacağı eğitim  krizine etkileri ne kadar büyüktür?

Konuyla ilgili BusinessHT’nin sorularını yanıtlayan Bahçeşehir Üniversitesi Göç ve Kent Çalışmaları Merkezi (BAUMUS) Kurucu Direktörü Doç. Dr. Ulaş Sunata’ya göre de beyin göçüyle gelen sosyal ve kültürel kayıplar Türkiye’nin gerilemesinde önemli bir etken olup, muhtemel bir eğitim krizinin de habercisi. Sunata’nın konuyla ilgili diğer değerlendirmeleri ise şöyle:

Beyin göçü, Türkiye’nin eğitimsel ve ekonomik gelişimini nasıl etkiliyor?

‘Beyin göçü kalifiye emek göçüdür, eğitimli göçüdür. Eğitimli kesim bir ülkenin söylemsel gücüyle demokrasi, insan hakları, eşitlik, özgürlük gibi temel kavramların taşıyıcısıdır. Beyin göçü veriyor olmak, bir ülke için hem ekonomik hem kültürel hem de sosyal kayıptır. Beyin göçü almak için tüm ülkelerin yarıştığı bir dünyadayız.

Mülteci mevzusunda bile eğitimli olanı almak hatta çekmek üzerine konuşulduğu bir dünyadayız. Şunu tekrar edeyim; beyin göçünün sonucu olarak ekonomik, sosyal ve kültürel bu kayıplar ülkemizi geriletecek ve bunlar her halükarda ileride ciddi bir eğitim krizi yaşanacağının göstermektedir. Eğitim krizine dair ilk sinyaller geldi. Eğitim politikalarıyla ve beyin göçü politikaları birbirinden bağımsız olarak olmamalıdır, çünkü eğitim ve beyin göçü iç içe geçen alanlardır.’

Beyin göçü sadece eğitime zarar vermekle kalmıyor. Net rakamların yer aldığı bir istatistiğe ulaşmak zor olsa da konuyla ilgili en yakın tarihli araştırma Harvard Üniversitesi öğretim üyesi Dany Bahar ve Paris School of Economics’ten Hillel Rapoport’a ait. Bahar ve Rapoport’un 2016 tarihli makalesine göre ortalama bir göçmen, bir ülkenin yurt dışına giden 30 bin dolarına mâl olurken, bu miktar, yüksek kaliteli çalışanlarda 160 bin doları aşıyor.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın IAB verilerine dayandırarak yaptığı hesaplamaya göre, her beş gençten birinin işsiz olduğu Türkiye’nin 20 OECD ülkesindeki göçmen stoğu, 230 milyar dolarlık yurt dışına giden doğrudan yatırım anlamına geliyor.

Bu nitelikli insanların ülkemizden gitmesiyle oluşan beyin göçü haliyle ülkemizde büyük sorunlara yol açıyor. Mesela bir fabrikanın başına geçip orayı yönetecek birisinin olmaması bizi yurt dışından nitelikli insan bulmaya zorluyor ve bu da bizim için ekonomik bir kayba dönüşüyor. Ya da bu nitelikli insanların gitmesiyle ülkemizde bazı sorunlara çözüm bulunabilecekken, ülkemizi geliştirip dünyanın önde gelen ülkelerinden yapabilecekken onların parlak fikirleri bize değil başka ülkelere kazanç kapısı oluyor. Bu ekonomik kayıp da ister istemez ülkedeki her şeyi etkiliyor. Eğitim ihtiyaçları için ayrılan para azalıyor,ulaşım ya da üretim için gerekenden daha az pay bırakmak zorunda kalınıyor.

Ülkemizde yetişip yurt dışında önemli çalışmalara imza atan Aziz Sancar, Oktay Sinanoğlu, Feza Gürsey gibi değerli bilim insanlarının engin bilgilerinden bizim öğrencilerimizin mahrum bırakılması; ülkemizdeki nobel ödülü kazanabilme potansiyeline sahip gençlerin içindeki cevheri çıkarmasını daha da zorlaştırıyor.

Kaynakça: https://businessht.bloomberght.com/ekonomi/haber/1933332-beyin-gocu-egitim-krizine-neden-olacak

https://onedio.com/haber/turkiye-nin-230-milyar-dolarlik-kaybi-beyin-gocu-egitim-krizine-neden-olacak-820322

https://tr.euronews.com/2018/09/21/turkiye-nin-beyin-gocu-sorunu-diplomali-gocmenler-anlatiyor

(Visited 47 times, 1 visits today)