Nerdeyim?

Sabah uyandığımda her şey garipti. Gözlerimi açtığımda odama aşina değildim. Burası çok farklıydı, havada hafif bir deniz kokusu asılıydı. Ama en çok dikkatimi çeken şey, dışarıdaki manzaraydı. Pencereden baktım; deniz, ufka kadar uzanıyordu. Sonsuzmuş gibi görünen su, sabahın ilk ışıklarıyla parlıyordu. Gözlerimi kısarak bir süre izledim. Zihnimde soru işaretleri belirmeye başladı. Ne olmuştu? Nasıl buraya gelmiştim?

Geceyi nasıl geçirdiğimi hatırlamaya çalıştım, ama her şey bulanıktı. Hatırladığım tek şey, bir iş toplantısıydı. Akşam, biraz yorgun bir şekilde ofisten çıkmış ve eve gitmek için yola koyulmuştum. Ama sonrasını hiç hatırlamıyordum. Otobüs mü kullanmıştım yoksa taksi mi? Belki de yürümüştüm. Ama bir şekilde buradaydım. Kimseye ulaşamıyordum. Telefonumda hiçbir şey yoktu, sadece sessizdi. Saatim durmuştu. Sanki etrafımı bir boşluk, bir kayboluş sarmıştı.
Bununla birlikte içimde korku ya da panik yoktu, sadece bir tür şaşkınlık vardı. O kadar normaldi ki denizi gördüğümde her şeyin olması gerektiği gibi olduğuna karar verdim. Burada olmak garipti ama aynı zamanda inanılmaz derecede doğal hissediyordu. Belki bu bir rüyaydı… ya da bilinçaltımın beni bir yere götürme kararıydı. Ama burada ne yapmam gerektiği konusunda hiçbir fikrim yoktu. Peki ya evim, işlerim, hayatım? Hepsi bir anda kaybolmuş gibiydi.
Bunu çözmeye çalışmak yerine derin bir nefes aldım ve dışarı çıkıp sahile yürümeye karar verdim. Denizin sesi ve hafif rüzgârın cildime dokunuşu beni sakinleştirdi. Cevapların beni beklediğini hissediyordum ve belki de her şeyin sonunda buraya nasıl geldiğimi öğrenmek için sadece sabırlı olmam gerekiyordu.

(Visited 2 times, 1 visits today)