Hepimizin bildiği üzere geçtiğimiz aylarda ülkemizi derinden sarsan büyük bir felaketle karşı karşıya geldik. Maraş depreminde denetimsiz, malzemeden çalınan ve özensiz yapılan binalardan dolayı pek çok yurttaşımız hayatını kaybetti. Peki depreme dayanıklı yapılar yapılabilmesi için gerekli olan temel ilke eğitim midir, ahlak mıdır?
İnsanın insan olabilmesi için ahlaklı ve vicdanlı olması şarttır. Ahlakı olmayan hiç kimse gelecekte yapacağım yapılar sağlam olsun diye işin usulünü öğrenmez. Eğitim ve bilgi her yerde eğitim ve bilgidir fakat ahlak öyle değil. Ahlak istenilen zaman öğrenilen bir şey değil aksine, küçüklük çağlarında aşılanan ve sonrasında da devam ettirilen en önemli ilkelerdendir. “Bir ülkenin geleceği ve ilerlemesi sağlam kalelerle, güzel binalara ve milli gelirine değil, o insanların ahlâki değerlerine bağlıdır.” demiş Martin Luther King. İş ahlakı olmadıktan sonra, insanlar öldükten sonra paranın ne kıymeti kalır ki? Genel olarak ahlakın yanı sıra eğitim verilirken ahlak ve işin usulünü birbirine yedirerek bağlayarak öğretilmesi gerekir.
Bu felaketlerin önlemini almak aile fertlerine düşmektedir. Ebeveynler çocuklarını yetiştirirken onların içlerindeki dürüstlük ve vicdan duygularını iyi aşılamaları gerekmektedir. Aksi halde, büyüyüp yetişkin olduklarında iş, çalışma ve hayatlarında büyük hatta yıkıcı sorunlarla karşılaşabilirler. Baktığımızda eğitim ve ahlak birbirinden ayrılamaz iki bütün aslında. Hepimiz şunu biliyoruz ki iyi ve sağlam eğitimin yanında ahlak ve vicdan olmazsa olmazdır. İki temel ilke birbirinden ayrı düşünülemez. Biri olmazsa diğeri anlamını yitirmektedir.
Diğer bir yandan devletin de denetimlere karşı daha sıkı bir tutula yaklaşması gerekir. Sonuçta insan her yerde insandır iyisi ve kötüsü vardır. Devlet hepsini teker teker kontrol edip ona göre imar izni çıkartmalıdır. Ceza olarak caydırıcı bedeller olmalı ki suçu işleyen tekrar işlemeye kalkmasın. Bunun için de ayrı olarak yeniden ceza kanunlarının düzenlenmesi gereklidir. Fakat olan olaylar sonucu görüyoruz ki her açıdan eksiğimiz fazlasıyla mevcut. Ülke olarak bütün açıklarımızı giderecek olanlar yine bizleriz. Bu yüzden ahlak ve dürüstlük çok önemlidir. Ufak ya da önemsiz gördüğümüz her nokta hayatlara mal oluyor.
Sonuç olarak, bu iki ilkenin birbirinden ayrılması ikisini de işlevsiz kılıyor. Özellikle ebeveynlerin çocuk ve en önemlisi bir birey yetiştirirken eğitimlerindeki bu hususlara çok dikkat etmeliler. Aynı şekilde devlet ve yetkililer gerekli kurallar ve cezalarla ilgilenmezlerse sorunumuz giderek büyüyebilir. Bunun için bu ülkenin evlatları olarak hepimizin dürüst ahlaklı ve aydın bir şekilde bu ülkeyi en tepeye taşıması temel esasımızdır.