Bir gün bir müzeye gittik. Bu müze Van Gogh’un müzesiydi. Onun ayçiçekli tablosuna baktım o tabloya büyülenmiş gibi baktım. Sonra ne olduğunu anlayamadan tablonun içine girdim ve vazoyu inceledim ve ayçiçekleri yere saçıldı. Tam o sırada Paul Gauin’ in “Dans Eden Kızlar” adlı resminden gülme sesleri geliyordu. Ben resmin içinden girerken komik olan ne diye sordum. Ben kendimi bir çiftlikte buldum. Resimdeki Masie, Musette ile Mimi adlı kızlar kıkırdayarak yere dökülen ay çiçeklerini gösterir. Mimi biri görürse başın derde girecek dedi. Ben kazara devrildim, yardım eder misiniz dedim. Ne yazık ki çok yorgunuz dediler. Ama mimi köpeğim de gelirse olur dedi. Kabul ettim, tablodan atladıkları an köpekleri Zazou çiçekleri kaptı ve Van Gogh’un “Geceleyin Teras” adlı resmine girdi. Zazao, ayçiçeklerini bir türlü bırakmadı. Masaları dağıttı. Garson onlara çok kızdı ve onları kovaladı. Onlarda Paul Cezanne’ nın duvardaki elmalar ve portakallar adlı resmindeki elma ve portakalları döktü. Garsonun ayağı kaydı ve düştü. Zazao sonunda çiçekleri bırakmıştı. Ben çiçekleri hızlıca aldım ve yerine koydum.
Not: James Mayhew’in Katie ve Ayçiçekleri isimli kitabından esinlenilmiştir.