Murphy Kanunu ve Çekim Yasası birbirlerinin neredeyse tamamen zıttı olan hayata bakış açılarıdır. Murphy Kanunu “Bir şeyin olma olasılığı, isteme olasılığı ile ters orantılıdır.” ifadesini savunurken, Çekim Yasası “Evrene göre kural yoktur. Bir şeye şimdi sahip olduğunuzun hislerini sunarsanız evren de buna yanıt verir.” görüşünü destekler. Peki hangisi hayatımıza doğru yol vermek için seçmemiz gereken ideolojidir?
Öncelikle Murphy Kanunu psikolojik bir inançlar bütünüyken, Çekim Yasası da bir sözdebilim ürünüdür. Çoğu insan kendilerince iki görüşü de bilimsel olarak kanıtlamaya çalışmıştır ancak bu imkansızdır. Murphy Kanunu ve Çekim Yasası da sadece olasılıklara karşı olan bir inançtır. Her olasılıkta olduğu gibi ikisi de bazen işe yarar bazen de işe yaramaz. İki görüşten birine ancak bize ve bizim psikolojimize olan etkileri için inanabiliriz. Herkesin bu kanılarda farklı bir inancı vardır, benimkisi ise Murphy Kanunu’nu rehberim yapmaktır. Çoğu zaman bir işe girişirken kendimi ne kadar çalışırsam çalışayım ne kadar emek verirsem vereyim “Yapamayacağım, olmayacak.” derken buluyorum. Daha sonra bu işi başardığımda çok daha mutlu ve tatmin olmuş hissediyorum. Tabii ki de her insan gibi bazen ben de başarısızlığa uğruyorum ancak bu düşünce beni yine aşırı mutsuz olmaktan kurtarıyor, çünkü öncesinde kendimi bu başarısızlığa hazırlamış oluyorum. Eğer kendi kendime “Ben bu işi yapacağım ve başarılı olacağım.” deseydim ve başarısız olsaydım kendimi çok daha mutsuz, bir hayal kırıklığı içinde hissederdim. Murphy Kanunu’nun bize iyi gelebilecek bir diğer özelliği de onun yanlış olduğunu kanıtlama çalışmamızdır. Bazen insanlar size bir şeyi beceremeyeceğinizi, yapamayacağınızı söylediğinde daha çok çalışır ve onu mutlaka yapmaya çalışırsınız. İşte bu da aynen onun gibi: Murphy Kanunu zihninizin gerisinde size “Yapamazsın.” diye fısıldayan bir ses, siz de ona yanlış olduğunu, emek vererek her şeyi başarabileceğini kanıtlamaya çalışan azimli bir insansınız. Bu ses sizi daha da hırslandırır, çünkü her insan önünde sonunda haklı olmayı sever ve insanlara haksız olduklarını söylemek söyleyeni tatmin eder. Ayrıca, Dr. Tara O’Toole’un dediğine göre, “Murphy bir iyimserdi.” Burada bahsedilen iyimserlik hayatta olan olumsuzlukları analiz edip olumlu bakış açılarından bakmasıdır. Bence de bu bizi hayatta ileriye götürecek bir bakış açısıdır.
Sonuç olarak, Murphy Kanunu sizin onu algılayış biçiminize göre şekillenir. Çekim Yasası’yla karşılaştırdığımızda Murphy Kanunu karamsar gözükebilir ancak bu doğru değildir. Ondan faydalanmasını biliyorsanız sizi hayatta daha başarılı, sabırlı ve azimli bir birey yapar.