Ne Vardı Normal Kimlik Kartlarında?

Parmağımda delinmeyen yer kalmadı. Artık her mağaza hızlı olsun diye kan alma yöntemine döndü. Halbuki tükürüğüm veya saçım bile yeter! Mağazaların değerli zamanından değersiz parmaklarımız, değil mi? DNA tabanlı kimlik sistemine döneli 153 yıl oluyor. Bilim adamları sanırım uyuyor. Bugün DNA kartı yenileme şubesine gittim. Veri tabanında bir sorun olduğu anda gitmemiz isteniyor. Bu sefer veri tabanında ismim bile çıkmadı. Böyle durumlarda özel bir odaya kapatılmak zorunda kalıyor insanlar. Odada kafayı yemem dışında 6 saat boyunca kitap okudum, tavanı seyrettim ve ismimi 1203 kez söyledim. Sonunda bir polis odaya girdi ve “Çıkabilirsin seni buldular” dedi. Yarın işimin ilk günü. DNA veri merkezlerinden birinde işe başlıyorum. Umarım güzel bir yolculuğun başı olur.

Sabah kalktım, üstümü giyindim, parmak uçlarımın bakımını yaptım ve evden çıktım. Arabamın beni doğrulaması için 3 dakika bekledikten sonra yola çıktım. En azından anahtar taşımama gerek kalmıyor. DNA veri merkezlerine girerken ekstra olarak retina taraması yapılır. Bunun sebebi ise, dedikodulara göre, insanların DNA kopyalamaya başlaması. Ben de doğal olarak bu taramayı yaptırdım. İçeri girdim ve kanımı verdim. Yine veri tabanında yoktum. Bu durum ismimin DNA verim ile eşleşmemesi yüzündendi. Hayatımın en önemli görüşmesine geç kalma veya daha kötüsü, katılamayacağım. O “mistik” odada yeniden 3 saat kaldıktan sonra sonunda çıktım. Veri tabanı yüzünden işsizim. Yetkililere bunu bildirdim ve umarım bu problem hakkında bir şey yaparlar.

Sonunda bu yeni kimlik sistemi işime geldi. Yılbaşında piyango çekiminde 300.000 zollar kazandım. Talihim sayesinde minimum 8 ay daha rahatça yaşayabilirim. Bankaya paramı çekmek için giderken arabam arıza verdi. Tamirciyse 100 zollar istedi tamir için. Cüzdanıma baktım, cüzdanım da bana baktı. Sanki parlak bir yıldız gibi 50 zollar kendini belli ediyordu. İş başa düşmüştü. Elleri kolları sıvayıp tamire başladım. Kablo yerinden çıkmış. Kaputu kapatıp gaza bastım. Banka hiç olmadığı kadar yakındı artık. Sonunda vardım. İçeri girdim ve her zamanki gibi DNA testinden geçtim. Bu sefer personellerden doğrudan onay geldi. Beni içeri aldılar, piyango para teslim prosedürünü başlattılar ve parayla göz göze geldim. Tam da paraya dokunacaktım ki bir polis geldi. Bana bakarak “Bay Kum’u 1 dakikalığına alabilir miyim?” sorusunu yöneltti. Bankacı olumlu yanıt verdi. İçimde bir kırıntı endişe yoktu. Paranın devletten çıktığına dair bir belge imzalayacağımı düşündüm. Olanlar hiç öyle olmadı. Odadan çıktığım anda ters kelepçeye alındım. Aslında bankacılar veri tabanında beni bir suçlu olarak fark etmişler ve belli etmeden polise haber vermişler. Rahatımı bozmadan “Bir yanlışlık var, ben aradığınız kişi değilim” dememle arabaya bindirilmem bir oldu. Yine suçsuzluğum kanıtlanana kadar o odada tutulacaktım. Hepsi yeni kimlik yüzünden, hepsi.

(Visited 1 times, 1 visits today)