İnsanlar çoğu zaman geçmiş tecrübelerine ve yaşadıkları zaman dilimine dayanarak gelecekte bulunacakları durumlar üzerine tahminlerde bulunurlar. Bugün ne yaşıyorsam dün bunun için emek verdim diye düşünmek elbette herkesin hakkı, fakat bugün ne olduğumuz her zaman dün ne olduğumuzla doğru orantılı mıdır?
Bana kalırsa bunun cevabı hayır. Evet geçmiş tecrübeleri ve istatistikleri şuanki zamanı ölçmek veya gelecek hakkında yorum yapmak için kullanabiliriz ama bana sorarsanız ” Geçmişte zaten böyle oldu gelecekte de şöyle olacak.” demek kolaya kaçmaktan ve tembellikten başka bir şey değildir. İnsan her zaman daha fazlasını yapabileceğine inanmalı ve yüksek hedefleri için çabalamalıdır. Bu konuda bu kadar net konuşuyorum çünkü kendim ”Ne oldum değil ne olacağım de!” sözünün en büyük kanıtıyım -en azından kendi açımdan- ve insanların hiçbir emek göstermeden karalar bağlayıp kendilerini hedeflerinden geri çekmemeleri gerektiğini bizzat kendi gözlerimle gördüm. Daha karantina başlayalı 3 ay olmuş, Covid bize hala yabancıyken 2020 senesinin Haziran ayında Liseye Geçiş Sınavına girdim. Bu sınavdan kendimi ve çevremi mutlu eden bir sonuçla ve ortalama %1.8’lik dilime girerek çıktım. Buraya kadar her şey güzel fakat bir de bunun öncesi var. Sekizinci sınıfa asla çalışmak istemeyen biri olarak başladım ve genel olarak ortalama netler ile gidiyordum, ilk dönem bittikten sonra gelen yorgunluk ve stres ile notlarım düşmeye başladı ve ne yapacağımdan emin olamadığım bir döneme girdim. Bunlar da yetmiyormuş gibi Corona Virüs ülkemizde de görüldü ve karantinaya girmemiz dolayısıyla online eğitime başlamamız gerekti. Zaten çalışma motivasyonu hiç olmayan ben, en çok net artışına geçmem gereken dönemde benim için adapte olması çok zor olan yeni bir eğitim sistemine geçmiştim ve sınavıma 3 ay vardı. Stresimin yanına depresif bir ruh hali de eklenmişti ve mecbur olmadıkça çalışamıyor, zaten ne yapabilirim ki diyordum. Ardından babam ile tüm bakış açımı değiştiren bir konuşma yaptım ve bende hiçbir zaman oluşmamış motivasyon birden oluşuverdi. Babamın benimle yaptığı konuşma ilginç bir şekilde İngiltere Futbol Süper Lig fikstürü ile alakalıydı ve bana bu sene çok kötü başlamış, öbür takımlara göre küçük kalan bir takımın şuan 1. sırada olduğunu söyledi. Garip bir metafor olsa da bende işe yaradı ve sınavıma 1 ay kala tüm hızımla çalışmaya başladım. Çalışırken hedefim elbette yüksekti. Tüm bu çalışma dönemi bitip sınav günü geldiğinde gayet rahat bir şekilde sınavıma girdim ve çıktım. Sonuçlarım için beni ilk başta fizik hocam aradığında oldukça şaşırdım çünkü 76 kişilik okulumda sınav geneli 9. olmuştum ve denemelerde hep 35-40 arasında gidiyordum. En yüksek deneme sonucumu asıl sınavda almıştım ve derecem beklediğimden çok daha iyiydi.
Şuan benim LGS istatistiklerimi ortaokul öğretmenlerim hala sınav gruplarına motivasyon olması için anlatıyor. Ben ne olmak istiyorum sorusunu kendime sormasaydım asla böyle bir durum oluşmayacaktı. Geçmişte ne yaparsanız yapın, düzeltmek için elinizde her zaman bir şans var. Tüm olay bunu fark etmekte ve şansları iyi değerlendirmekte bitiyor.