Her akşam olduğu gibi ödevlerimi yapıp telefonda gezinecekken bir mesaj geldi. Merakla bakıp açtım mesajda “Yarın güzel bir haber alacaksın.” yazıyordu ve bu mesaj bilinmeyen bir numaradan gelmişti. Normalde böyle kişileri hemen engellerdim ama bu mesaj o kadar ilgimi çekti ki engellemeye karar vermedim.
Gece boyunca, ertesi gün ne olacağı hakkında düşünmek gerçekten çok sıkıcıydı. Zaman sanki bir türlü geçmiyordu ama geçince ne kadar mutlu olacağımı hayal edebiliyordum. Fakat her zaman olduğu gibi gözüme düzgün bir uyku girmemişti. Neyse ki bir sonraki gün dershanem 11’de başlayacaktı. Yani sabah olsa bile biraz daha uyuma şansım vardı.
Bunlar oldu ve gece boyunca gözlerimi az da olsa kapatamadım ama sabah uyanınca hemen tekrar uyudum.
Her sabah dershaneye gitmek için aynı yoldan geçiyordum ama bu sefer her şey farklıydı. Gözlerimin önünde birdenbire beliren altın rengi bir kapı, beni başka bir dünyaya götürüyordu. Tabii ki içeri girmek istedim ama öğretmenlerimin her zaman dediği gibi önce sağlık, sonra eğlence. Bu yüzden koşa koşa dershaneye gittim. Yolda ilerlerken birkaç tane daha altın kapı gördüm ama dediğim gibi aldırmadım. Tam dershanenin kapısına gelmiştim ki gözlerim karardı.
Gözümü açtığımda hastanedeydim. Günlerdir az uyuduğum için vücudum yorulmuştu. Ama o mesajın gerçek olduğundan emindim. Bütün bunlar bir şakaydı. Evet, bunların hepsi şakaydı.