Size, kendinizi çok yakın hissettiğiniz biri tarafından yalan söylenmiş olmayı öğrenmek sizi nasıl hissettirir? Çok üzülürsünüz değil mi? Peki bunun olmasına gerek var mıydı?
Eminim ki hepimiz böyle bir durumu birden çok defa yaşamışızdır. Böyle bir durumun en acı verici yönü bize yakın biri tarafından yapılmasıdır. Peki insanlar neden yalan söyler?
Cevap genellikle başı sıkıştığında kendini kurtarabilmek için. Tabii ki de aramızda sadece keyfine yalan söyleyen, gördüğü ilgiden egosunu tatmin eden ucubeler de vardır fakat o illet tipleri bugün konuşmayacağız. Bugünkü konumuz insanların hayatta kalabilmek için en az bir yerde olsa bile yalan söylemesine gerek duyup duymadığıdır.
Bu soruyu anlamak için ilk olarak insanların neden yalan söylediğine daha derin bir şekilde bakmak gerekir. Yalan söylemenin en büyük nedeni insanın kendi rızası ile yanlış bir şey yapıp bundan özür dilemeden ve hiçbir ceza almadan kurtulmak istemesidir. Buna örnek olarak öğrencilerin ödev yapmadıktan sonra öğretmenine “yaptım hocam ama vallahi evde unuttum.” gibi yalanlar söylemesidir. Bir öğretmen çocuğu olarak öğretmenlerin de bu tarz sözlere inandığını pek zannetmiyorum açıkçası.
Bu konuya ek olarak özür dilemek insanlara neden bu kadar zor gelir acaba? Yapılan davranışların sorumluluğunu kabul etmek bu kadar da zor olmasa gerek. Ne de olsa olumlu bir olay olduğu zaman kendisini olabildiğince ön plana çıkarmayı iyi bilir insan. Sonuçta herkes hata yapar fakat önemli olan o hatanın altından mertçe bir şekilde kalkabilmek, ve o hatayı düzeltebilmektir. Toplumdan da en çok beğeni alan davranış bu değil midir? Öyleyse insanlar neden egolarını tatmin etmek için böyle bir yöntem izlemiyorlar?
Neyse, biz konudan çok da uzaklaşmayalım. yalan söylemenin bir diğer ana nedeni de başkaları tarafından gelişen durumlardan kurtulabilmek içindir. Fakat böyle bir durumdan kendini kurtarıp diğer yol arkadaşlarını geride bırakmak toplum tarafından lanetlenmez mi?
Sadece kendini bir yere kadar tatmin edebilmek için kullanılır. Sonra senin de için geride bıraktıkların için acımaz mı?
E peki, “Senin önerin ne?” diye soracak olursanız ben nasıl cevap verirdim? Tabii ki de insanların yalan söylemeye ihtiyacı olmadığını söyleyerek. Şöyle bir düşündüğünüzde yalan söylediğiniz tüm durumlardan karşınızdaki kişi ile sağlıklı bir iletişim kurarak kurtulabilirsiniz. Tabii ki bu da söylendiği kadar kolay değildir fakat böyle davranmak hem sizin, hem de karşınızdaki kişinin kişiliğini geliştirmede önemli bir rol oynar. Elbette aynı hatayı onlarca defa yapıp her seferinde kurtulmayı bekleyemezsiniz. Bu durumda da sorumluluk size düşer. Bir hata yaptıktan sonra bunu iyice analiz edip bir daha yaşanmayacağından emin olmanız gerekmektedir. Aksi takdirde kimse sizi dinlemeyecektir.
E bir zahmet herkes de her zaman yüzde yüz dürüstlüğünü koruyamasın. Bu anlattığım senaryolar genellikle ideal koşullar altında gerçekleşir fakat yaşadığımız çevre ve iletişim kurduğumuz insanlar ideal ortamlar altında yaşamamaktadır. Peki ben bu durumda ne yapacağım. Benim yapmayı en sevdiğim şey teknikaliteden doğru olan şeyler söylemek. Peki nasıl yani?
Öğretmen ödev kontrolüne geldi ve siz ödevinizi yapmayı unuttunuz, üstüne üstlük kitabınızı da evde unuttunuz. Bu durumda yapabileceğiniz üçüncü bir şık (yalan söylemek ve ödev yapmadığınızı kabul etmek dışında) öğretmeninize ödevinizin evde kaldığını söylemek. Bu sayede öğretmeniniz sizin ödevinizi yaptığınızı, fakat kitabı evde unuttuğunuz için ödevi gösteremeyeceğinizi düşünür ve fazla zamanı olmadığı için (ne de olsa başa çıkması gereken onlarca öğrencisi daha var) de konuda çok fazla takılmaz. Sonuç olarak öğretmeninizin gözünde hiç olmazsa yarı pozitif bir imaj bırakmış olursunuz. Bu olay daha da çok örneklendirilebilir fakat ben öğretmenlerimin eline daha da fazla materyal geçmesini istemediğim için örnekleri burada noktalayacağım. Bu konuda verebileceğim tek tavsiye anlattıklarımı oturup iyice bir düşünmeniz.
Sonuç olarak hiç yalan söylemeden yaşayabilmek büyük bir cesaret abidesidir fakat buna kolay yoldan erişebilmenin yolları da vardır.