Başarı erken yaşlarda başlar. Başarma hazzını alan kişi bunu sürdürmek ister. Başarmak için çalışmak ve yarışmak gerekir. Bir an için ilkokul çağlarımıza geri dönelim. Daha 1. sınıfta okuma yarışmaları yapılır. İlk önce okumaya geçen kimdir. Bir dakikada kim daha fazla kelime okuyabilir. Kim sorulan sorulara doğru cevap veriyor. Sınıflar ilerledikçe kimler yazılılardan yüksek not alıyor, sorulan matematik problemini ilk önce kim çözüyor. Artık sadece ders çalışmak başarmak için yeterli değildir. Farklı kaynaklardan yararlanmak, ders haricinde kitap okumak gerekir. Ortaokul çağlarında başarılılar artık parmakla gösterilir. Deneme sınavları vardır artık. Kimler başarılı hemen ortaya çıkar. Yarış iyiden iyiye kızışır.
Başarı başarıyı getirir. Ders içerikleri de bu şekilde birbiri üzerine bindirmelidir. Bir önceki konuyu anlamayanın bir sonraki konuyu da anlaması mümkün değildir. Derslerden kopuş, sonunda notların düşmesine sebep olur. Bunu düzeltmek her defasında daha zorlaşır. Çalışan ile çalışmayan arasındaki fark açılır. İnsan psikolojik olarak da çalışmamayı alışkanlık hâline getirir ve bu davranış biçimine yönelir. Çalışmamak artık bir huy olmuştur kendisinde.
Aslında herkes özgür olmak ister. Ama özgürlük sorumluluklarımızı yerine getirmektir. Ancak o zaman gerçekten özgür olabiliriz. Özgürlük asla tembellik değildir.