Öncelikle sizi Naro’lar hakkında bilgilendirmeliyim değil mi, ha ha! Öncelikle kendimi tanıtayım. Ben bu hikayenin yazarıyım, benim ağzımdan dinleyeceksiniz. Kısaca dış ses diyebilirsiniz! Naro’lara gelirsek de.. Onlar ne bir insan halkı, ne de bir hayvan halkı. Hepsi bambaşka bir evrenin, ve bambaşka bir ırkın sahibidirler! Artık sizlere onların tarihlerinden bahsetmemin zamanı geldi. Tüm Naro’ların tek bir amacı vardır. Bu da insanları diğer gezegenlerden gelen yaratıklardan korumaktır. İnsanları korumalarının sebebi çok eski çağlarda bir insanın Naro’lar için canını tehlikeye atmasıydı. İşte Naro’lar bu kadar temiz kalpli varlıklardır fakat insanlara görünmemeleri gerekir. Artık hikayemize başlayabiliriz:
Yeni doğan Nora’ların çoktan seçim zamanı gelmişti. Eğer güçlü olduklarını düşünüyorlarsa partnerleriyle birlikte kırmızı odaya, güçsüz olduklarını düşünüyorlarsa mavi odaya gidiyorlardı. Naevis güçlü olduğunu hissediyordu. Bu nedenle arkadaşını alıp kırmızı odaya girdi. Kırmızı odada birkaç kişi görevleri dağıtıyordu. Naevis ve arkadaşı Cyara hemen görevlerini aldılar. Naevis görevi açmak istedi fakat şöyle bir sorun vardı.. Görevi kim açarsa seçimi o yapacaktı. Naevis korkuyla görevi açtı. Notta ”Partnerin mi yoksa sen mi?” yazıyordu. Naevis bunun içerisinde bir sorun olduğunu hemen anlamıştı. Hızlıca görevliye bildirdi. Görevli de sorunu fark etmişti fakat cevap vermeden bu seviyeyi aşamıyordu. Teknik bir sorun olduğu belliydi. Görevli bu sorunu aşabilmek için ‘sen’ kısmını önerdi. Naevis de partnerine sorup sen butonuna bastı. Ardından bulunduğu odadaki tüm ekranlarda ‘Naevis, son kararın mı?’ yazmaya başladı. Naevis ise ‘Evet. Son kararım, kararımız.’ dedi…