Günlerden bir gün Öykü’nün doğum günü gelmişti.Öykü çok mutluydu.Sabah erkenden kalkıp güzelce giyindi.Annesinden de ona doğum günü için tatlılar,tuzlular yapmasını istedi.Babası da işteydi.Annesi yemek yaparken Öykü’de doğum günü pastasını seçiyordu.Seçerkende şöyle düşündü.’Acaba doğum günümde bana ne alacaklar?’Yavaş yavaş Öykü doğum günü için giyinip süslendi.Babasını aradı,pastayı almasını istedi.Misafirler gelmeye başladı.Öykü arkadaşlarıyla oynadı.Ve sonunda o an geldi.Pastayı kestiler,ve sıra hediyelere geçti.İlk olarak babasının hediyesini açmak istedi.
Paketi açtı ve saat çıktı içinden.İlk başta ne olduğunu anlamadı.Ama koluna takınca saat ötmeye başladı ve ekranında mutlu yüz çıktı.Babası Öykü’ye anlattı.’Kızım bu saat çok mutsuz ve eğer sen mutlu olursan o senin kalp ritminden anlıyor ve o da mutlu oluyor yani bu bir cep saati ama mutlu olduğun zamanı anlıyor ve o zaman kendiliğinden duruyor.’Öykü hemen saati koluna taktı ve normal olarakda Öykü mutlu olduğu için saatin ekranında gülen yüz çıktı ve kendiliğinden durdu.Akşam oldu misafirler evlerine gittiler.
Öykü o gece saati hep kolunda uyudu.Ertesi gün Öykü evden çıkıp arkadaşlarıyla oynamak için parka gitti.Ve arkadaşlarına gösterdi.Saat aslına Öykü mutlu olduğu için gülüyordu.Ama aslında saat çok üzgün.Öykü’de ne yapabilirim diye düşündü.Ve aklına saati mutlu etmek için bir fikir geldi.O fikir saate arkadaş almaktı.Hemen koşa koşa eve geldi ve babasına anlattı.Babası da Öykü’yü kırmamak için ikinci saati aldı.
