20.04.2019
Sinem’in köşesinin Nisan ayına hoşgeldiniz sevgili okuyucularım. Bugün sizinle paylaşacağım şeyleri aslında uzun zamandır bekliyorum, kafamda evirip çevirip toparlıyorum. Bugünlerde kendimi eskiye kıyasla çok daha mutlu, huzurlu ve sevgi dolu hissediyorum bu yüzden bulduğum yolların işe yaradığını düşünmeye başladım. Hangi yollar diye soracak olursanız, bunların hayata daha sevgi dolu ve pozitif bakabilmek adına bulduğum ve birazdan sizinle paylaşacağım yollar olduğunu söylerim. Lafı çok uzatmadan başlamak istiyorum…
Yoğun hayat temposundan (birçok şu an okumakta olmayan insan okul hayatının yorucu olduğunu kabul etmesede) fazlaca yorulduğumu ve eski benden eser kalmadığını fark etmem aylar aldı ya da belki de bunun çok daha önce farkına varmıştım fakat eskisi kadar mutlu ve enerjik olmadığımı kendime söylemek istemiyordum. Bunun üzerine bende hayatımı eskisinden de iyi bir hale getirmek için araştırmaya ve yeni şeyler denemeye başladım. İtraf etmem gerekirse bu uzun düşünme sürecinden sonra geçmişte yaptığım yanlışların da farkına vardım. Yanlış bir mutluluğu uzaklarda veya herhangi bir şeylerde aramam olmuştu. Onun çok ama çok yakında olduğunu görememiş ve onu olaylarda, durumlarda, insanlarda aramıştım. Bu hattayı yapmak insanların ve hayatın eline kumandanızı vermek ile eş değer. Onlara uzaktan senin duygu durumunu, hayatını kontrol etme yetkisi veriyorsun. Sinir bozucu bir şey mi söyledi, sinirini boz düğmesine basıyor ve sen iradeni hiçe sayarak komutlara uyup sinirleniyorsun. Hayır, sen sensin, o onun söylediği ve ona ait olan bir şey için sen olumsuz bir tepki verip kendini olumsuzluklar dünyasına bırakmamalısın. İç huzur böyle kazanılır ve o senindir kimsenin onu yok etmesine müsade etmemelisin.
Hata iki ise her şeye söylenmek, kusur bulmaktı. Aslında bu maddenin iç huzurla da biraz ilgisi var. İnsanın huzuru, enerjisi kaçınca her şeye kötü bir şekilde bakmaya başlıyor. Çok mutlu bir anınızda gözünüze bile çarpmayacak şeyleri huzursuz ve mutsuzken kendinize dert etmeniz gibi. Bu neden bunu böyle yaptı? O neden öyle söyledi? Bu kadar sorumluğu kim yapacak? İşte siz bunlara söylendikçe ve kafanıza taktıkça böyle şeyler sizi daha çok bulacaktır. Bırakın, rahat olun her şey eninde sonunda halolmuyor mu? Oluyor tabii ki. Siz sadece kendinizi bu aşamada yıprattığınızla ve aynı zamanda stres yaptığınızla kalıyorsunuz. Kendinize, hayattaki olumlu şeylere ve yapacağınıza güvenin. Her şeyin zamanla iyi olcağına güvenin, kusur ve hata aramaktan vazgeçin. Biraz pozitif bakmaya başlayınca aslında çoğu şeyin hayal edebiliceğinizden de güzel olduğunu anlayacaksınız.
En önemlisini en sona sakladım… O da kendini ve nelere sevdiğini bilmekmek veya daha kötüsü bilpte onlara vakit ayırmamak. Bu hayatta herkesin kendine özgü bir “passion” ı (tutku, kalpten bağlı olduğu şey) vardır ve aynı zamanda vaktini harcamayı sevdiği şeyler. Bunları fark etmek, geri planda bırakmamak ve etrafımızı bu gibi şeylerle sarmak büyük bir değişim yaratır. En ufak hareketten tuttun en büyüğüne kadar. Mesela ben tırnaklarımı yapmayı, saçlarımı seviyorum onlara vakit ayırıyorum. Bu vakittende büyük bir haz duyuyorum. Bir başka örnek verecek olursakta, sabahları kahvaltı yapmayı sevmediğimi zannederdim mesela. Halbuki benim sevmediğim şey eskiden yaptığım kahvaltının içeriğiymiş sadece ve şu an brunchlar, kahvaltılar en büyük eğlencelerimden biri. Yani bunca şeyden sonra söylemek istediğim şu ki etrafınızı güzellikle, sevdiğiniz şeylerle sarın. Her bir işinize kendinizden bir iz, bir imza bırakın ve onları kendi tarzınıza göre yeniden şekillendirin.
Bir daha ki ay görüşmek üzere size burada veda ediyorum ancak biraz ilhama ihtiyacınız olursa diye sizi benim seçtiğim keyifli aktivitelerle baş başa bırakıyorum. Kendinize iyi bakın!
Kendinize özgü bir koku seçmek,
Günü günü olmasada bir günlük tutmak,
Kendinize şükredeceğiniz şeyleri saymak,
Sevdiğiniz yemekler yemek,
Kahve, çay, bitki çayı içmek,
Sabahları erken kalkıp güne başlamak için ve kendinize vakit ayırmak,
Gündoğuşunu, batışını izlemek (benim favorilerimden),
Uzun zamandır başlamak istediğiniz bir kitaba başlamak,
İnsanların çoğu kimseden sakladıkları naif yanlarını görmeye çalışmak,
Giyinmek, hem de çok güzel giyinmek,
Sosyal medyadan uzak durmak,
Sevdiğin insanları yanından ayırmamak,
Aynada görmek istediğin insan için her gün ufakta olsa bir şeyler yapmak… (ve daha sayamayacağım kadar çok madde)