Sevgi ve mutluluk çok göreceli iki kavramdır. Tabiki de bazı temel sıfatlarla nitelendirilebilirler ancak daha derinlere inmek istersek işler çok farklı başlıklara veya sözlere evrilebilir. Bugün bu kavramların farklı nitelendirilmesine farklı iki örnek ve bunlar üzerinden yorumlar yapmak istiyorum. Öncelikle “Sevgi, sevdiğin kişinin mutlu olduğunu gördükçe, onun mutluluğu ile mutlu olma sanatıdır.” Cümlesiyle başlamak istiyorum. Balzac ne kadar da güzel bir söz söylemiş değil mi?
Balzac bu sözüyle aslında basitçe insanın kendi mutluluğunun anahtarını aslında kendinde değil sevdiği insanların mutluluğunda bulabileceğini söylemiştir. Ben bu söze kısmi olarak katılıyorum. Katıldığım kısım mutluluğun sırrını sadece kendimizde bulamayız. Hayatta başarılı ve güzel bir şekilde mutlu mesutlu sürdürebilen insanlara bir göz gezdirin. Fark ediceksiniz ki bu insanlar yaptığı başarıları da sonunda kazandıkları mutlulukları da yanındaki sevdiği, değer verdiği insanlar sayesinde başarmış ve ulaşmıştır. Katılmadığım nokta ise aradığımız bu mutluluğu sadece çevremizdeki insanlara bağlamak çok saçma bir düşünce. Kendimize en çok kendimiz yani bizler değer verebiliriz. Ne annemiz ne babamız ne arkadaşlar ve dostlarımız değil sadece kendimiz. Bu sebepten dolayı hayatta ulaşmak istediğimiz yerlere gelmemizde elbette çevremizdeki sevdiklerimizin rolü büyüktür ancak biz çaba gösstermezsek ve aradığımız mutluluğu sadece başkalarına bağlarsak hayatta asla mutlu olamayız. Şimdi Tolstoy’un söylediği ikinci cümleye geçmek istiyorum. “Kendi mutluluğundan başka hedefi olmayan insan kötüdür.” Bu söze de tam anlamıyla katılmasam da ilk cümleden daha fazla katıldığımı söyleyebilirim. Sebebi ise dediğim gibi kendinize en çok yarar sağlayacak ta en çok etkileyecek kişi de kendinizsiniz. Bu sebepten dolay kendi mutluluğunuzu her zaman olmasa da hayatta bir adım öne koymak zorundasınız. Eğer bunu yapmazsanız karşınızdaki sevdikleriniz bir süre sonra sizden üst durumda olacak ve aradığınız mutluluğa asla erişemeyeceksiniz. Bu sebeplerden dolayı bazı durumlar hariç kendi mutluluğunuzu diğerlerinin mutluluğundan bir adım önceye koymak her zaman değerlidir. Bu durumlara yakın bir arkadaşınız kötü durumdayken kendinizi hiçe sayıp ona yardımcı olmak örnek verilebilir. Kısmen katılmadığım nokta ise kendimizin mutluluğunu ön plana atmazsak kötü bir insan olacağımız. Buradaki kötü kelimesi tabiki bir çok farklı anlam için söylenmiş olabilir ancak hepsinin ortak noktası aslında pozitif bir durum olmaması. Başka bir insanın mutluluğunu ön plana koyarsanız aslında insanlar tarafından kötü karşılanmazsınız. Buradaki kötünün anlamı katillerin ya da magandalara dediğimiz kötüyle aynı anlamda kullanılan kötü. Ama bir diğer yandan da başarılı bir insan olamayabilirsiniz. Yani bir diğer çıkarılabilecek anlamda ezilmiş, başarısız anlamında kullanılandır.
Kısaca mutluluğumuzu hem kendimizde hem de başkalarında aramak en doğrusu. Sadece bir yere bağlanıp diğerini hiçe saymak hiç doğru bir davranış değil. Ama şunu da unutmayın ki her mutlu insanın yanında mutlu bir sevdiği vardır.