Mutlu Olmayı Sağlayan Cesaret

     Sıradan bir market çalışanıydım. Bir sabah uyandım ve işe gitmek üzere hazırlandım. Ardından otobüse bindim. Otobüs kalabalık ve sıcaktı. Markete girdiğimde insanların beni selamlamasını zaten beklemiyordum. Beni hiçbir zaman aralarına eklemek istememişlerdi. İşlerime başladım. Sabahın erken olmasına karşın market çok kalabalıktı. Şimdiden meyve reyonları neredeyse boştu. Ben de gidip “Glütensiz Gıdalar” bölümüne yeni gelecek olan yiyecekleri yerleştirdim. Tam çikolata bölümüne geldiğime çoktan bir rafın boşalmış olduğunu gördüm. Ayrıca depo olan ve üzerinde “Girilmez!” yazan kapı da ardına kadar açıktı. Her zamanki gibi, bunu da ara sıra markete gelen ve raflardaki ürünleri yerlere atan çocukların yaptığını düşünmüştüm. Kapıyı kapatıp kozmetik ürünlerin olduğu reyonu topladım. Öğleden sonra meyve sebze reyonuna giderken çikolata reyonundaki ürünlerin tükenmiş olduğunu gördüm. Zaten arkadaşım biraz sonra nasılsa meyve sebze reyonuna gelir diye düşünerek yeni çikolatalar çıkarmaya gittim. “Girilmez!” yazan kapıdan kartımı okutarak girdim. İçeride onlarca raf vardı ve hepsi doluydu. İlk defa gelen biri gözlerini alamayabilirdi ama ben ne de olsa her gün giriyordum. İleride bir terde bir ses duydum. Biri ağlıyordu. Hemen koştum. Arkadaşlarım beni ne kadar önemsemese de ben onlara yardım etmeliydim. Fakat koşarak gittiğim kişi herhangi bir meslektaşım değildi. Kolilerin arasında en fazla on yaşında bir kız yüzüne ellerini görmüş ağlıyordu. Bir an öylece kaldım. O , buraya nasıl girebilmişti ve neden ağlıyordu? Yaklaşık bir dakika sonra kendime geldim ve kıza “Korkmana gerek yok.” dedim. Ama ben de buna inanmıyordum. Bir marketin deposundaydı ve tanımadığı bir adam gelip onunla konuşuyordu. Ama kız bana baktı ve ağlamaktan şişmiş gözlerle “Özür dilerim.” dedi. Bana özür dilediğinde ne kadar şaşkın olduğumu fark etmiş olacak ki açıkladı: Çikolata reyonunda aradığım çikolatayı bulamadım ve deponun kapısının tam kapanmamış olduğunu gördüm. “Girilmez!” yazan kapıyı ardına kadar açmış bulundum. Ama pişmanım. Gerçekten.”, dedi ve ağlamayı sürdürdü. Onun bu dürüstlüğü beni cesaretlendirmişti. Yarım saat sonra kız ile birlikte dışarı çıkmıştık. Artık ağlamıyordu. Onu, uzun zamandır arayan anne babasına teslim ettim. Ertesi gün, kızın dürüstlüğünden ilham alarak marketteki arkadaşlarıma onlar hakkında neler düşündüğümü ve onların bana yaptıklarından dolayı kırıldığımı söyledim. İlk başta pek hoş karşılamasalar da sonradan bana hak verdiler. Artık ben de onların arkadaşıydım ve artık yalnız değildim. Artık işimden zevk alıyor ve arkadaşlarımla işte olmasak bile birlikte vakit geçirebiliyoruz. O gün depoda gördüğüm kızın hayatımı böylesine değiştirebileceğini bilmiyordum.

(Visited 72 times, 1 visits today)