Hepimiz hayatımızda elbette ki Murphy Kanunlarını ve Çekim Yasasını duymuşuzdur. Çıkış noktaları çok farklı olsa da bu iki kavram günlük hayatta birbirleri ile oldukça çelişmekte. Örnek vermek gerekirse Çekim Yasası bir şeyi ne kadar istersek evren o kadar yardımcı olur derken Murphy Kanunları ise ne kadar istersek o kadar olmaz diyor. Peki, biz bunlardan hangisini hayatımıza temel almalıyız?
Bir tarafta “Bir şeyin olma olasılığı, istenme olasılığı ile ters orantılıdır.” diyen Edward A. Murphy Jr. ,diğer tarafta ise “Çekim yasası yapışkandır. Başkasının iyi şansına sevindiğinizde onların iyi şansı size yapışır. Başka bir insandaki bir şeyi beğendiğinizde ya da takdir ettiğinizde o özellikleri kendinize yapıştırırsınız. Ama biri hakkında olumsuz düşünür ya da konuşursanız o olumsuzlukları da kendinize yapıştırırsınız ve hepsini hayatınıza alırsınız.” diyen Rhonda Bryne… Çekim Yasası ayrıca evrene ne kadar (pozitif ya da negatif) enerji gönderirseniz evrenin size o kadar tepki vereceğini iddia ediyor. Murphy Kanunları ise Murphy’nin bir deneyde her şeyin yanlış gitmesi sonucu yaptığı açıklamalara dayanıyor.
Ben Çekim Yasasını “Umut fakirin ekmeğidir.” atasözüne benzetiyorum. İnancımız tam olsun da, gerisini bir şekilde hallolur misali. Biz evrene inancımızla enerji gönderelim de evren de bize yardım eder. Bu yasanın dayanaklarından biri kuantum fiziği. Ne var ki bu yasa çok da kuantum fiziği ile çok da alakalı gözükmüyor. Bir diğer dayanağı ise beynimizde düşüncelerimiz aktarılırken ortaya bir elektrik enerjisi çıkıyor ve bunun sonucunda manyetik alan oluşuyor. Bu manyetik alan o kadar düşük ki daha dünyadan çıkamadan etkileri telefon, televizyon gibi araçların manyetik alanları tarafından silinir. Fakat bence bu yasadaki en büyük hata aynı anda bir ya da birden çok insanın aynı bir şey ya da durum hakkında farklı inançlarda olması. Mesela en basitinden herkes bir futbol maçında kendi takımının kazanacağına inanır ya da inanmak ister. Peki bu durumda evren hepimize nasıl yardım edecek?
“Herhangi bir şeyin olma olasılığı, arzu edilirlik ile ters orantılıdır.” Bence hayattaki her şey bu kadar karanlık değil ancak bu kanunlara birkaçına baksanız siz de fark edersiniz ki hayatta en az bir kere başınıza gelmiştir: “Sigara dumanı her zaman sigara içmeyen kişiye doğru gelir.” , “Birileri ile karşılaşma ihtimalin, görünmek istemediğin zaman en üst düzeydedir.”… Bu kanun günümüzde analitik ölçüt olarak hataları önleme stratejisi olarak kullanılır.
Benim düşüncem hayatımızda bir şeyle karşı karşıya kaldığımızda o duruma Murphy Kanunları çerçevesinde tepki vermeliyiz, bunun nedeni de Murphy Kanunları benim gözümde Çekim Yasasına göre hayatımız hakkında daha doğru ve daha işlevsel.
Kayakça:
- https://www.ugureskici.com/notlarim-makalelerim/murphy-kanunlari
- https://www.matematiksel.org/cekim-yasasi-yalani-lutfen-evrene-mesaj-gondermeyin/
- https://www.sozkimin.com/b/10887-cekim-yasasi-yapiskandir-baskasinin-iyi-sansina-se.html