Murphy Kanunları, “1990 yılında yaşamını yitiren ABD’li mühendis Edward A. Murphy tarafından ortaya konan, başarısızlıkların, yanlışların ya da hata nedenlerinin incelendiği çeşitli özdeyişlerdir.” Bu özdeyişler 1948 yılından 2020 yılına kadar gelmiştir. Dünyada çok hızlı yayılmasına karşın aynı zamanda kitaplaştırılmış ve çoğunluk tarafından büyük ilgi ve kabul görmüştür. Peki kim bu Edward A. Murphy? Edward A. Murphy ,1918 doğumlu ABD Hava Kuvvetlerinde 1949’da roketler üzerine deney yapan mühendislerden biridir.
Eğer şu ünlü mühendisin ortaya koyduğu özdeyişlere kısa bir göz atarsak şunlarla karşılaşmamız olası çünkü Murphy Kanunları denilince ilk akla gelenler genelde bunlar oluyor; Geç kaldığınız süre ile trafik sıkışıklığı doğru orantılıdır ,yere düşürdüğünüz alışveriş çantası daima içinde yumurta olan çantadır ve en önemlisi ve belki de Murphy Kanunlarını anlayabilmenizi sağlayacak özdeyiş ise şudur; Birkaç şeyin ters gitme olasılığı varsa, bunların arasında en kötü sonuçlar doğuracak olanı ters gider.
Çekim yasası ise; “Çekim yasası, olumlu veya olumsuz düşüncelerin bir kişinin hayatına olumlu veya olumsuz deneyimler getirdiği inancıdır.” Bir çok kişinin etkilediği ve katkıda bulunduğu bir düşünce ama hala bizim bildiğimiz kadarıyla çekim yasasını işte bu kişi bulmuştur diyebileceğimiz biri yok. Belki de bazılarımız sırf bu yüzden çekim yasasına inanmak yerine kanıtlanmış düşüncelere inanıp onları uyguluyorlar ama bazılarımız -ki bu guruba ben de dahilim- çekim yasasına inanıyor ve uyguluyor. Size çekim yasası ile ilgili bir kaç örnek verecek olursam mesela o günümüzün çok kötü başladığını hayal edelim. Ve eğer biz o gün içinde güzel ve pozitif düşünceler edinip ona göre davranırsak günümüz güzel geçer ama biz o gün kötü başladığı gibi gün içinde de kötü bir düşünce yapısı ve somurtkan bir suratla gezersek günümüz kötü geçer.
Belki yetiştiriliş tarzı belki de büyüdüğüm ortam dolayısıyla ben her zaman pozitif bir şekilde düşünmeyi, yaşamayı ve çevremdeki insanları bu yönde teşvik etmeyi öğrendim. Çünkü benim annem bana her zaman “kötüyü çağırma, kötü düşünürsen başına gelir.” derdi. Belki sizde akrabanızdan, arkadaşınızdan veya bir tanıdığınızdan duydunuz bu iki kelimeyi.
Aslında ben size burada çok basit ve her kesin istisnasız çok kolay bir şekilde yapabileceği bir şeyi göstermek istedim. Hayatımız ve seçtiğimiz gelecek gerçekten bizim kararlarımız ve bu kararlar doğrultusunda önümüz çıkan yollara bakış açımıza bağlı. Eğer siz bakış açınızı daraltıp sadece bardağın boş kısmını görürseniz o işi yapma isteğiniz ve o işe bakış açınız değişir ama eğer bardağın dolu tarafını görüp bakış açınızı geniş tutarsanız işte o zaman o işi yapabilirsiniz.