Geçen gün doğum günüm vardı. Gelmiş geçmiş en şaşırtıcı doğum günüm olmuştu. Böyle bir şeyi aslında beklemiyorum diyemezdim çünkü ben istemiştim diyebilirim.
Her doğum günüm gibi normal geçiyordu. Misafirler geldi, yemekler yenildi ve hediyeler verildi. Buraya kadar her şey normaldi. Sıra pastaya geldi. Işıklar kapandıktan sonra pasta geldi. Üzerinde üç tane mum vardı. Sıra mumları üflemeye geldi. Bir dilek tuttum. Ne olduysa tam o an, ben mumları üflediğim sırada oldu. Çıkan parafin dumanı birikti ve şekillenmeye başladı. Yaklaşık on saniye sonra karşımızda dumandan bir cin oluştu. Cin bize üç dilek hakkı verdi. Afallamıştım. Bir rüya görüyor olmalıydım. Karşımdaki mum cini gibi bir saçmalıktı herhalde ve bu ancak bir rüya olabilirdi. Birazdan güneş doğacaktı ve ben de uyanacaktım. Ama öyle olmadı. Cin dediklerini tekrarladı. Ona kim olduğunu sordum. Hiçbir cevap gelmedi. Büyük ihtimalle yalnızca dileğe cevap verirdi. Biraz sonra taşlar yerine oturmaya başladı. Üç tane mum gördüğüm için pastayı üflemeden önce üç tane dilek hakkı istemiştim. Sonra da üç tane dilek hakkı gelmişti işte. Cinden bir daha gelmemesini diledim. Sonra havaya karıştı ve yok oldu. Doğum gününü sanki cin hiç gelmemiş gibi geçirdik.