Eğer yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz,sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum ilkinde olamadığım kadar,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla,
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla,
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır,daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim birçok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Jorge Luis Borges’in “Anlar” şiirinden alınan bu diziler aslında birçok şey anlatıyor:
Hayatta mutluluğu bulmaya çalışırken kaçırırız aslında onu.Bilmeyiz ki mutluluk bir nokta değil ,uzun bir süreç,bir yolculuk.Mükemmel anı beklemekten kaçınmalıyız,içinde bulunduğumuz anı mükemmelleştirmeye çaba göstermeliyiz aslında.
Bir şeyi yapamadığımız için mi pişman olmak daha iyidir,yaptığımız için mi? Pişman olma korkusuyla hiç bir şey yapamaz olduk.Ortaya çıkabilecek olan sonuçlardan korktu hep. Pişman olmaktan çok keşke şunu da yapsaydım deriz.Dostoyevski’nin de dediği gibi “Ne yaparsan yap pişman öleceksin.Ya yaptıklarından ya da yapamadıklarından.”
Hayatta en çok çaba gösterdiğimiz konulardan birisi de kusursuz olmak.Şunu unutuyoruz ama kimse mükemmel değildir,herkesin hataları ve kusurları vardır elbet.Önemli olan o kusurları yok edip kusursuz bir hale gelmek değil,ki o imkansız bir şey,kendi kusurlarını bilip onlarla barışık olmaktır.Kendini bilmek ve tanımakla başlar her şey.
Günümüzde insanların en büyük sorunlarından ikisi de kaygı ve stres.Bazı insanlar vardır o kadar telaşlılardır ki çok önemli ve değerli bir anda bile yapması gereken işleri düşünürler,ya da sonrasında olabilecek en kötü senaryoyu yazarlar kafalarında.Ne kadar da haksızlık ediyorlar kendilerine.Sonuç olarak o ana bir daha dönemeyeceğiz,dünü bir daha yaşayamayacağız. Mutlu olmak için,kendimize daha iyi davranmak için anda kalmalıyız.Dün dünde kaldı,bugün bugünde.
Eski zamanlardaki insanlara kıyasla günümüzde insanlar çok daha fazla tembel olmaya başladı.Belki de teknolojinin hayatımıza getirdiği kolaylıklardan,belki de kafalarımızı telefonlardan kaldıramayışımızdan.Teknolojik aletler öyle oyun oynar ki bize bir bakmışız on dakika değilde iki saat mola vermişiz.Hayat akıp geçiyor,göremediğimiz o kadar fazla güzel şeyle var ki doğada…Ama biz insanlar zamanımızı yeni yerler ve güzellikler keşfetmektense evde oturup boş boş televizyon izleyerek geçiriyoruz.
Mutlu ve güzel bir yaşam sürmek için tabii ki sağlıklı olmalıyız.Sağlıklı şeyler yemeliyiz,spor yapmalıyız vb.Ama bunları yaparken ölçüyü kaçırmamak da son derece önemli.Sırf sağlıklı beslenmek için sevdiğimiz o tatlı atıştırmalıkları veya bir kültürün farklı yemeklerini yememezlik yapmamalıyız.Aksine daha çok özgür davranmalıyız kendimize.