Aslında genelde güzel rüyalar görürüm ama bu geceki çok başkaydı. Bu benim muhteşem rüyam…
Her şey gerçekten daha gerçek gibiydi. Rüyamda rengarenk pamuk şeker bulutlarının arasında, yumuşacık kokulu rüzgarları arkama almış gökyüzünde kuşlar gibi uçuyorum. Bir süre uçtuktan sonra rüzgar beni yıldızların arasına götürdü. Geniş bir çikolata nehri üzerinde bulunan dev bir marshmallow adasına indim. Adanın üzerinde yüksek ama pofidik bir yastık tepesi gördüm. Öyle güzeldi ki zıplaya zıplaya tırmanmaya başladım. Tepenin üzerinde kocaman bir kaydırak vardı ve pembe tavşanlar sıraya girmiş, birer birer aşağı kayıp tekrar geliyordu. Ben de sıraya girdim, tavşan dolu kaydıraktan aşağı kaydım. Aşağıya inene kadar kucağım tavşan doldu. Biraz da onlarla oynamaya başladım. Meğer ne güzelmiş tavşan arkadaşlığı! Oyunlar bitince gitme vakti geldi. Büyük pembe kuş beni almaya geldi. Beraber uçmaya başladık, gökyüzünde rengarenk şekerlerden toplayıp yiyerek eğlendik. O sırada şeker takırtısı mı bu derken bir sarsıntı oldu. Baktım yatağımdayım. Kedişim Hermes ağzını tıkırdatıyor, uyanmamı bekliyor. Beni görünce sanki ne uzun yollardan geldiğimi anlamış gibi baktı ve bana göz kırptı.