Herkese merhaba. Bugün sizlere hayatınızda boş kalan bir boşluğu dolduracak ya da sizi ön yargılardan uzaklaştıracak bir kitap hakkında bilgiler vereceğim. Kitabın sloganı bir kitabı kapağına göre değil, içindeki bilgilere göre yorumlayan açıklayan bir sloganı olmalıdır. Daha önce de mucizeyle ilgili bir blog yazmıştım. Mucizelerin önemine inandığım için de şimdi size bu kitapla ilgili birkaç bilgi vereceğim. İlk olarak yazarı hakkında birkaç bilgi vermek istiyorum.
Yazarın adı R. J. Palacio dur. Aslında grafik tasarımcısıdır ve birçok kitabın kapağını da tasarlamıştır. Grafik tasarımcılığı mesleğini sabahları, akşamları ise en sevdiği iş olan yazarlığı yapmaktadır. İlgi çeken olay ise kendi kitabı olan Mucize’nin kapağını kendisi tasarlamamıştır. R. J. Palacio iki oğlu ve kocası ile yaşamaktadır. Ayrıca iki tane de köpekleri vardır.
Kitabın ana karakteri August adında ve on yaşında olan bir erkek çocuğudur. Ama o sıradan çocuklardan farklıdır ve bunu kendisi de biliyordur. On yaşına kadar toplamda büyüklü küçüklü yirmi yedi tane ameliyat geçirmiştir. Yüzünde doğuştan olan bir sorunu vardır ve kulakları da artık eskisi kadar iyi duymuyordur, bunun içinde özel bir işitme cihazı kullanıyordur. August bu yaşına kadar evde annesi tarafından eğitim görmüştür ve artık okula başlaması gerekiyordur. Bütün olayda onun okula başlaması ile gerçekleşmiş olur. Dışlanır, istenilmez, hakaret edilir; bu zor günlerinde ona annesi, ablası, babası ve sevimli köpeği destek olur. Peki hiç arkadaşı olmaz mı? Tabii ki olur, ama onlar arkadaşı değil gerçek dostları olur. Sonunda ise kendisini çevresindekilere karşı kanıtlar da artık o da onlardan birisidir. Başarılı, sevecen bir çocuk olduğunu herkes öğrenir.
Peki bu kitap bize neyi öğretiyor? İnsanlara karşı ön yargılı olmamalıyız. Herkesin eşit olduğunu ve isteyen herkesin başaracağını aşılıyor. Umudumuzu ufak şeyler için kaybetmemeliyiz. Her şeyin daha da kötüsü olduğunu bilip, halimize her zaman şükretmeliyiz. Çabalamalıyız, bıkmamalıyız ve gerekenden de çok çalışmalıyız. İnsanlar sizi olduğu gibi değil, olduğunuz gibi kabul etmeli. Yani sizi siz olduğunuz için sevmeli.