Yine yaz gelmiş çatmış ve bir grup arkadaş her yaz olduğu gibi anneleri çalıştığı için yaz kampına gideceklermiş. Ancak bu diğerlerinden farklı ve macera dolu bir yaz kampı olcakmış. Yaz kampının ilk günü gelmiş ve ilk etkinlik olarak padel oynayacaklarmış. Padel oynarken topları kamp alanından çıktığında bütün herkes topun peşinden koşmuş. Topun peşinden koşarken festival için yürüyüş yapan ve garip kıyafetler giyen bir insan yağmuruna tutulmuşlar.
İçinden çıkamamışlar. Orada yaklaşık 15 dakika kadar oyalanmışlar ve sonunda topun kaçtığı yere ulaşabilmişler. Ama topun olduğu kayalıkta bir tümsek varmış ve bütün herkeş o tümseğin içinde ne olduğunu çok merak etmiş. Bu yüzden hemen kazmaya başlamışlar ve bilmeceli bir kutu ile karşılaşmışlar. Bilmece şöyleymiş, “Eğer bu sandığı açmak istiyorsanız bu bilmeceyi çözmeniz gerekiyor.”
Türlü türlü çeşidi var,
Çeşitli renkleri var,
Ayrı ayrı huyları var,
Memeligillerdendir,
Homo sapiens de denir,
Ve yürüyebilir.
Bilin bakalım bu ne?
Çocuklar bu bilmeceyi çözmek için saatlerce uğraşmışlar ama ne nafile hiçbiri doğru
cevabı bulamamış. Ertesi gün kasabanın en yaşlı ve en bilgili dedesiyle konuşmaya
gitmişler. Dede onlara cevabın insan olduğunu söylemiş. Çocuklar koşa koşa cevabı
denemeye gitmişler ve sandık eğlenceli bir müzik çalarak açılmaya başlamış. Çocuklar
gözlerine inanamamış sandığın içi altın doluymuş. Çocuklar biraz düşündükten sonra ve
Unicef’ in yaptıklarını öğrenince altınlardan birazını aralarında bölüşmüşler. Geriye kalan parayı da unicef’e bağışlamışlar. Unicef çocukların hakları için çalışan ve onların iyi koşullarda büyümesini sağlayan bir kuruluş. Çocuklar biraz daha araştırdıktan sonra kendileri için ayırdıkları paranın tamamını Unicef’e bağışlamışlar. Unicef bu bağışa çok sevinmiş ve hemen yardıma muhtaç olan çocuklara kalacak bir yer bulmuş. O günden sonra çocukların adları mucize avcıları olarak kalmış…