Bir varmış bir yokmuş bir pazar günü Irmak ormana elma toplamak için yola koyulmuş. Yürümüş, yürümüş bir de ne görsün bir arı kovanı karşısına çıkmış. Sonra yola devam etmiş. Bu sefer karşısına bir mavi iksir çıkmış. O mavi iksiri içmiş ve küçülmüş. Küçüldükten sonra arı kovanının olduğu yere tam 8 saatte varabilmiş. Oraya geldikten sonra merdivenle kovanın içine girmiş İçi kocaman, efsane bir saraya benziyormuş. Bal peteklerinin içi bol, bol balla doluymuş. Sonra nöbetçi arılar Irmağı kraliçe arının yanına götürmüşler. Irmak kraliçe arının önünde eğilmiş. Kraliçe arı Irmağa kovanı gezdirmeye başlamış. İlk önce larvaların olduğu odaya girmişler ve başka odaları da gezmişler. Sonra işçi arılar kanatları ile bal peteklerini havalandırmaya başlamışlar. Balları havalandırdıktan sonra işçi arılar bal yapıp Irmağa vermişler ve Irmak onu içmiş tadını çok beyenmiş. Sonra artık eve dönme vakti gelmiş ve kovandan ayrılmış. Geri eski haline gelmiş. Ve elma toplamaya devam etmiş. İki sepet elma toplayıp evin yolunu tutmuş. Eve giderken ormanın içinde arkadaşları ile karşılaşmış. Arkadaşlarıma ormanda ne yapıyorsunuz dedim. Mantar topluyoruz Irmak sen ne yapıyorsun. Bende elma toplarken başıma bir sürü şey geldi. Anlatsam inanmazsınız. Dedim ve anlatmaya başladım. Ve arkadaşlarım duyduklarına inanamadılar. Sonra keşke senin yaşadıklarını bizde yaşasaydık ne güzel olurdu. Deyip evin yolunu tutmuşlar.
MUCİZE ARILAR
(Visited 127 times, 1 visits today)