Merhaba ben Kerim. Bugün size geçen yılın yaz aylarında başıma gelen ve hayatımı değiştiren o garip hikayeyi anlatacağım. Geçen yaz aylardan yanlış hatırlamıyorsam temmuz ayında bir akşam üstü evimde bilgisayarımla normal bir şekilde oyun oynarken nenemin ölüm haberini aldım. Zaten kendisi de 2 aydır hastanede yoğun bakımdaydı ve çok yaşlıydı çok ama çok üzülsem de şaşırmamıştım. Nazile nenemin kocası olan rahmetli Hüseyin dedem ben 7 yaşımdayken ölmüştü zaten benim doğduğum yıl da ölümcül bir hastalığa yakalandığı için kendisi ben , onu çok da tanımıyordum . Ancak benden 6 yaş büyük olan abimin anlattığına göre kendisi de çok konuşkan bir insan değilmiş zaten hatta biraz garip bir kişiliği varmış ve mesleği bir kimyagermiş. Abimin bahsettiğine göre dedemin çiftliğindeki köyünde küçük bir labaratuvarı varmış ve dedem gününün çoğunu orada geçirirmiş.
Biz ertesi gün nenemin cenazesi ve ardından gelen vasiyetname törenine göz yaşlarımızla katıldık. Ancak nenemin vasiyetinde benim için hiç te normal olmayan bir bir miras vardı o da dedemden kalma bir kitaptı. Hüseyin dedem çok zengin bir insandı ve öldükten sonra onun bu mirasının nereye gittiğini biz de anlayamamıştık çünkü nenem gibi bir vasiyet töreni yapmamıştı kendisi. Sonradan anladık ki o bütün mirasını nenem ölene kadar ona devretmişti. Onun vasiyetinden aile bireyler gayet normal bir şey olan para ya da ev gibi eşyalar alırken ben ise bir kitap almıştım asıl zoruma ve garibime giden şey oydu bu kitap gayet de normal ve bilindik bir çocuk öyküsüydü. aile bireylerim bu kitabı görünce aynı benim gibi çok şaşırmışlardı ama ben ayriyeten çok üzülmüştüm hemen kitabı okumaya başladım ve ne göreyim! Kitabın 120. sayfasına geldiğimde el yazısı ile yazılmış bir cep telefonu numarası gördüm sayfanın geri kalanı tamamen boştu. Ben acele ile o numarayı tuşladım ve telefona dedemin baş yardımcısı olan Muhsin amca çıktı. Muhsin amca hemen bana dedemin vasiyetnamesini benim büyümemi istediği için biraz beklettiğini ve bana onun 90 yıl boyunca çalışıp bulduğu bir karışımın formülünü yani nasıl yapıldığını anlattı. Ben hemen malzemeleri alıp işe koyuldum ve karışımı sonunda tamamladım karışımı tamamladığım anda ne işe yaradığını bile söylemeden Muhsin amca telefonu kapattı. Ben ise bu karışımın ne işe yaradığını çözmeye çalışırken evcil hayvanım olan Tekir masama zıplayıp karışımı telefonumun üstüne döktü. Telefonum bir duman ile kaplandı , sonunda telefonum tamamen altın olmuştu ben çok şaşırmıştım ve aynı zamanda dedemin ne denli büyük bir adam olduğunu anlamıştım.
Bu yaşanan olayı hemen gidip bizimkilere anlattım ve ne kulaklarına inanamadılar . o günden sonra ise tam anlamıyla hayatım değişti ve hayalim olan ancak param yetmediği için gidemediğim o okul olan Beştepe Kolejine bile sadece ürettiğim o telefonu bir kuyumcuya satarak gittim.