Çok sert bir şekilde kapıyı açıp içeri girdi. Uzun boylu sarışın bir adamdı. Sert birine benziyordu. Siyah kıyafetleri onu daha uzun gösteriyordu. Çok yüksek sesli bir patlama duydum. Aşağı kata inen kapının altından yavaşça kırmızı bir duman gelmeye başladı. En başta ne olduğunu anlayamadım. Küçük kız ne olduğunu merak edip içine girdi birkaç dakika sonra bayıldı. Yangın merdivenlerine doğru koştuk. Aşağı inmeye başladık yukarıdan silah sesleri gelmeye başladı. Çocukları aşağı indirdim ve yine yukarı çıktım. Birisi vurulmuş muydu diye düşünürken bir silah sesi daha geldi. Daha hızlı çıkmaya başladım. Önümden siyah bir pelerinin gölgesi geçti. Birden ışıklar gitti.
Cebimde taşıdığım feneri yakıp jeneratörleri aramaya çıktım. Jeneratörün motorunu kontrol ettim eski mesleğim sayesinde öğrendiğim yöntemlerle hızlıca tamir ettim ve elektrikler geri geldi. Yukarı yeniden çıktım. Yukarıda hiçbir şey yoktu.
Dün neler olduğu hakkında düşünecek zamanım vardı ama rüyamda ikide bir aklıma geliyordu. Rüyamda siyah pelerinli adamı görmüştüm benim hakkımda bazı şeyler dedi bazılarını anladım bazılarını anlayamadım. Benim farklı olduğumu, kendine benzediğimi ve dünyanın sonunu getireceğimi söylemişti. İşe gidiyordum yolda benden daha uzun bir adam bana çarptı ve birden bağırdı. Kıyafetine baktığımda devasa bir yırtık vardı ve kenarları yanmıştı. Koşmaya başladım binaya vardım, ofisime girdim, çalışmaya başladım. En yakın arkadaşımın baba oğul günüydü. Oğlu çalışma masama koştu ve en sevdiği kalemi aldığı anda elektrik çarptı ve yere düştü. Hemen doktorları aradık oğlunu hastaneye kaldırdılar. Elektrik kaçağı olduğunu düşündüler. Ne zaman bana biri dokunsa elektrik çarpıyor veya dokunduğum her yer elektriklenmeye başlıyordu.
Bir sonraki gün hızlıca eve varmak için kestirmeden gidiyordum. Sis bombası sesi duydum ve etrafı sis kapladı siyah pelerinli adam bana saldırmaya çalıştı ama bana dokunduğunda geriye doğru düştü ve kıyafetinde yine büyük bir delik açıldı. Kendimi toparladığımda kendimi sandalyede bağlı bir şekilde buldum etraf simsiyahtı. Başımda sinir bozucu bir ses çıkaran alet vardı. Kalkmaya çalıştım ama işe yaramadı gitgide sinirleniyordum. Elimi sıktım ve etrafta mavi mor renkli parıltılar oluştu. Elimi sıkmayı bıraktım ve parıltılar gitti. Karşı masada bir bıçak vardı ve şansımı denemek istedim bir kaç el hareketiyle bıçağı kendime doğru çektim. Aradaki mesafe çok fazlaydı. Hızlı bir şekilde tam kafama doğru geldi ama son saniye burnuma dokunma dokunmadan durdurdum ve bıçak elime düştü. Avucumun içi sıyrılmıştı ama tutabildim. İpleri sırayla kestim ve koşarak çıktım.
Karşıda siyah pelerinli adam belirdi. Koşmaya devam ettim ama çıkmaz sokağa girdim. Kaçacak yerim kalmamıştı. Bana güçlerimi nasıl yöneteceğimi öğreteceğini söyledi. Aradan birkaç hafta geçmişti güçlerimi kontrol edebiliyordum ama elektrik çarpması hala düzelmemişti hatta daha da güçlenmişti. Karşıdan bir adam geçti ve silah çıkardı tetiği bana çevirip ateşledi. Geriye doğru düştüm bana doğru doktor koştu pelerinli adam ‘sakın ona dokunma!’ diye bağırdı ama doktor onu dinlemedi ve bana dokundu. Elektriksel bir patlama oldu ve etrafa yine mavi ve mor renkli parıltılar saçıldı. Bu sefer çok fazlaydı ve çok parlaktı. Parıltılar birden büyümeye başladı ve etrafa dağıldı en son da patladılar.