“Modern çağ” adı altında yaşadığımız dünyayı gözden geçirdiğimiz zaman her şeyin inanılması güç bir güzellikte, olağanca eşitlikçi ve tıkırında ilerlemesi gerektiğini düşünüyoruz. Çoğu zaman kendimizi bu doğru sandığımız yalana inanırken de bulabiliyoruz. Bazen de iki yüzlülük yapıp duruma göre şekilleniyoruz. Özellikle kendinizle alakalı sevindirici bir olay olduğunda hemen “ne güzel şey şu modernlik!” Savunmasına geçiyoruz. İşler istediğiniz gibi gitmediği zaman, diğer insanların yaşadıkları sıkıntıları gözlemlediğiniz zaman hemen sistemi kötülemeye başlıyoruz. Bu döngü böyle sürüp gidiyor.
Aslında geçmiş yıllarla kıyasladığımız zaman günümüz imkanları ve koşulları tabii ki çok daha gelişmiş. Buna göre gelecek yılların çok daha iyi olmasını bekliyoruz. Ancak sanırım bu bekleyiş hiç bir zaman kusursuz diyebileceğimiz seviyeye ulaşamayacak. Şimdiki zamana baktığımızda ilerleyen teknoloji sayesinde insanların bilgi seviyesi de ilerlemekte. Haliye bu ikisi doğru orantıda ilerleyince bizleri çok güzel sonuçlar bekliyor oluyor. Şu anki olanaklarımız kesinlikle eskilere göre daha fazla bu kaçınılmaz bir gerçek, fakat sizce insanoğlu bu olanakları iyi değerlendirebiliyor mu? Madem imkanlarımız fazla o zaman neden herkes eşit miktarda yararlanamıyor bunlardan?
Günümüzde hâlâ çocuk işçilere rastlıyoruz örneğin. Sizce bu modernliğin bir simgesi mi? Okula gitmesi gereken ve henüz yetişkin olmayan, bu tarz büyük sorumlulukların altında ne yapacağını bilemeyen, kafasının içini kendinden büyük işlerle doldurmaması gereken kişilerden bahsediyorum. Düşünmeleri gereken en son şeyin bile işe gitmek olmaması gerekirken bazıları çalışmaya mecbur kalıyor ya da bir diğer deyişle bırakılıyor. Bu mecburiyetin sebepleri farklı olabiliyor. Kimisinin ailesinin durumu yoktur, kimisinin kendi başının çaresine bakması gerekiyordur… İş derken de bir plaza hayatını kastetmiyorum elbette. Genelde zor şartlı işler oluyor.
İnsanlar her ne kadar duruma tepki gösterseler de maalesef pek bir işe yaramıyor. Belki de gerçekten nasıl bir tepki vermemiz gerektiğini bilmiyoruzdur ya da durum hakkında pek bir fikrimiz yoktur. Hal böyle olunca çocuklara iş verenler de düzenlerine devam ediyorlar. Bu tarz durumlarda en iyi fikrin ortak bir kararın alınması ve ona göre kimlere yaptırım yapılması gerektiğine karar verilmesi diye düşünüyorum. Eğer ortada caydırıcı bir yaptırım olursa büyük ihtimalle çocuk işçilerin sayısında da azalma yaşarız. Çünkü eskiden bu güne baktığımızda çoğu insan bir korku ya da yaptırımla karşılaşmadığı zaman maalesef kolay kolay değişmiyor. Aslında bu da yine bir diğer sorun…
Modernlik dediğimiz kavramın içerisinde hâlâ böyle kötü maddelerin yer alması oldukça üzücü. Aslında anlıyoruz ki gerçek modernliğe geçebilmemiz için işe kendimizden başlamamız gerekiyor. Bazı durumları ne teknoloji ne de sanallık halledebilir. O yüzden insanlığın bir şeylere bakış açısının değişmesi, olayları bütünüyle analiz edebilmesi, eşitsizlikleri sorgulamaya başlaması sanırım tüm dünya için en büyük iyilik olacaktır.