Çoğu kişi için en iyi 2 oyuncudan biri olan Jordan benim için en iyisidir. Şuan Botaşta oynuyorsam belki de onun ilhamları sayesinde. Beni en çok motive eden sözü “kaybetmeyi kabul ederim ancak denememeyi asla”. Bu sözü her duyduğumda tüylerim diken diken olur. Bu adam çağı değiştirdi basketbolun popüler olma sebebi Jordan’dır. Şuan oynamamasına rağmen ayakkabıları bile ses getiriyor bu kültürü en üst seviyeye taşıyan adamlardan biri. Jordan’ın ne kadar takıntılı olduğunu herkes bilir ne isterse onu başarır. Benim idolüm olmasının en büyük nedenlerinde biri şu hikayelerdir;
1 keresinde Jordan takım arkadaşlarından birine masa tenisinde yeniliyor ve 6 ay boyunca masa tenisi oynuyor ve bir daha ki maç arkadaşına karşı ezici bir galibiyet alıyor.
Bir hazırlık maçında Rüya Takım, Kolej All Starlarına kaybettiğinde, bir sonraki gün gerçekleşecek rövanştan önce Jordan, Allan Houston’ı işaret etti ve “O bende” dedi. Allan Houston, sonraki iki saat boyunca topa dokunmadı.
Jordan, zorlu antrenmanlardan bile sonra Scottie Pippen’ın yanına gider ve zaman zaman bire bir maç yapmak istediğini söylerdi, bu maçlar bazen birkaç saat sürerdi.
Bu gibi hikayeler beni gerçekten çok motive ediyor ve hırslandırıyor. Birazda Mike’ı tanıyalım. Michael Jordan, 17 Şubat 1963 tarihinde New York’ta dünyaya gelmiştir. Daha sonraları ailesi büyüdüğü Kuzey Karolina’ya taşınmıştır. Yaşamsal alanda ikinci sınıf statüde olması ve boyunun kısa olması nedeniyle Lise takımına girmekte zorlanmıştır. Bunun yerine beyzbol gibi diğer spor dallarına yoğunlaşmıştır. Michael Jordan, yılın kolej takımı olan Kuzey Karolina Üniversitesi’ne gitmiştir. 1984 yılında Chicago Bulls tarafından NBA listesine kaydedilmiştir. 1984 yılında ABD Olimpiyat basketbol takımında yer almış ve ekip ile ilk altın madalyasını kazanmıştır. 1980’li yılların sonlarında Jordan’ın başarısı gittikçe artırıyordu. Chicago Bulls takımına kaptanlık yapmıştır. NBA yaşamı boyunca, Jordan uzun süredir devam eden NBA istatistiklerinin çoğunu bozmuştur. 1988-89 sezonunda maç başına 32.5 sayı ile lige öncülük etmiştir. 1992 yılında Jordan Olimpiyatlara dönmüştür. Tam bir profesyonel olarak bu kez ABD’nin “Rüya Takımı’nın bir parçası olmuştur. ABD, Olimpiyat altınını kolaylıkla kazanmıştır. Rakipleri sıklıkla Michael Jordan ve rüya takımı ile aynı sahada bulunmaktan onur duyduklarını ifade etmişlerdir. Jordan takım arkadaşları ile sık sık kavga etse de onları gerçekten umursardı iyiliklerini isterdi ve onları gerçekten başarılı yapmadan bırakmazdı ve takımı şampiyon ederdi. Ki bundan dolayı benim idolüm oldu. O olmasaydı basketbol olmazdı…
MJ
(Visited 45 times, 1 visits today)