Mina her gün çiçekleriyle konuşurdu, çiçekleri onu hep mutlu ederdi. Ona her zaman komik şeyler anlatırlardı. Her sabah annesi Mina’yı çiçeklerin yanında görürdü. Annesi Mina’ya ‘’Mina ne yapıyorsun yine çiçeklerin yanında?’’ derdi ve Mina ona ‘’çiçeklerimle konuşuyorum derdi. Ama şöyle bir şey vardı ki annesi ne demek istediğini anlamazdı çünkü hiçbir şey duymazdı. Annesi ‘’Her zaman bunu diyorsun? Ben hiçbir şey duymuyorum.’’ derdi. Mina’da ‘’Anne nasıl duymuyorsun ben gayet net onları duyuyorum.’’ derdi. Annesi artık onun ne demek istediğini anlamaya çalışırken zaman harcadığını anlayıp en son bir daha sormamıştı. Bir gün Mina sabah uyanıp hemen çiçeklerinin yanına koşmuştu ve ‘’ Günaydın çiçeklerim!’’ diye bağırmıştı ama onlar bir şey dememişti. Mina ‘’ Neden sustunuz?’’ dedi ama onlar hala konuşmadılar. Mina şaşırdı, ‘’ suya mı ihtiyacınız var sizin?’’ dedi ve mutfağa koşup su sürahisini alıp üstlerine döktü. Biraz bekledi, ama çiçekler kafalarını eğmeye başladılar. Mina birden korktu ve ‘’NE oluyor size neden kafanızı eğdiniz?’’ diyerek sesini yükseltti. Öldüklerini düşünmüştü ve ağlamaya başlamıştı ama Mina ağlarken çiçekler ‘’ Bir Nisan!’’ diye bağırdılar. Mina birden şaşırdı ve ‘’ Beni çok korkuttunuz, öldünüz sandım!’’ dedi ve hep birlikte güldüler.
Mina ve Çiçekleri
(Visited 19 times, 1 visits today)