Milyarder olmak her kişinin aklına harika ve mükemmel bir şeymiş gibi gelir. Ama aslında gerçekten o kadar güzel mi?
Bir dünüm, kasalar dolusu para, sayısını unutacağınız kadar fazla araba ve 15 + 3 bir malikane. Kulağa ne kadar güzel gelse de aslında bunun kötü yanları da var. Metrelerce yükseklikteki arsanızın dört bir yanını çevreleyen, dikenli teller, 50′den fazla korumanın başında beklediği ve kameralarla donatılan çitlerin dışında bir sürü insan içeriye girebilmek için aylarca plan yapıyor. Ve siz o çiti bir gün biri aşar diye uykusuz kalıyorsunuz. Sadece bununla da kalmıyor içinizde hiç dolduramayacağınızı düşündüğünüz bir kara delik var. Bu kara delik yalnızlık. Ne aileniz ne arkadaşınız ne de bir eşiniz var, neden? Çünkü güvenecek hiç kimseniz yok. Bu kişi sizin servetinizi ve her şeyiniz almak isteyen birimi yoksa gerçek bir dost mu? Bu soruyu kendinize her zaman biri için soruyorsunuz. Bunu düşündükçe aklınızın bir kısmı olumlu şeyler derken, uzak köşelerinden biri önceden başınıza gelenleri hatırlatıyor. Bir süre sonra hiç kimseye güvenmediğiniz için herkes sizin hakkınızda konuşmaya başlıyor. Ün, şöhret artık hiç bir şey demek oluyor sizin için.
En son o noktaya geliyoruz: Depresyona giriyorsunuz, harcayacak paranın olup olmasının hiç bir önemi kalmıyor .