Sonunda istediğim sonuca ulaşmıştım. Artık hedefim,tasarladığım zaman makinesinde yolculuğa başlamaktı. İlk yolculuğumu,çocukluğumdan beri hayal ettiğim Mustafa Kemal’in yanında Çanakkale Savaş’ında olmasını tercih etmiştim.
Bunun için kendimi 1915 yılında İstanbul’a ışınlandım. İstanbul’da herkes telaş içindeydi. Şehrin ileri gelenleri şehri terk ediyorlardı. Büyük bir karışıklık vardı. Gazeteler 1.Dünya Savaşı’dan bahsediyordu. İtilaf Devletleri İstanbul’u alarak Çanakkale Boğazının kontrolünü ele geçirmek istiyorlardı. Bu detayları öğrenince Çanakkale’ye Mustafa Kemal’in yanına gidecek olan taburun içinde bulunmaya karar verdim. İşte artık Mustafa Kemal’ in yanındaydım. Onun okyanus mavisi gözlerinin içine bakabiliyordum. Mustafa Kemal’ in yanında olup aynı havayı solumak ayrı bir güzellikti. Birlikte savaşmayı çok istesem de tarihi değiştirmemek için bir şey yapamıyordum.
Bildiğim gibi bütün askerler bitkin yorgun aç ve susuzdu. Fakat bütün emirlere uyuyorlardı. Hiçbiri isyan etmemişti. Çünkü biliyorlardı ki bütün vatanseverler onların arkasındaydı.
Ben sadece bu istek ve azim sayesinde başarıya ulaşacaklarını biraz daha da sabredip dişlerini sıkmalarını söyledim. Savaş içerisinde olup Mustafa Kemal yanında olmak bana inanılmaz bir heyecan ve gurur vermişti. Mustafa Kemal yine üstün bir başarı göstermişti.
Zamanda yolculuğumun geri dönüş saati gelmişti.Çok istesem de daha fazla kalamıyordum.Yaşadığım döneme geri geldiğimde Mustafa Kemal’in söylediği şu söz kulaklarımda çınlıyordu.
” Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır.”