Özellikle son yıllarda kadın- erkek eşitsizliği hayatımızın her yerinde karşımıza çıkıyor. Günlük yaşantımızda buna en temel örneklerden biri olarak meslek seçimlerini verebiliriz.
Kadınların, erkeklerin ağırlıklı olarak yaptığı iş dallarını yapamayacağı, yapsa bile başarısız olacağı gibi bir bakış açısı var ve çoğu insanın da bu fikre katıldığını görebiliyoruz. Peki mesleklerin gerçekten cinsiyeti var mıdır ya da olmalı mıdır? Bence bu tamamiyle kişinin yatkın olması ve kendisini seçtiği alanda geliştirmesiyle alakalı. Bir kadın veya bir erkek, istediği bir meslekten sırf insanlar “O senin işin değil.” gibi bir düşünceyle karşı çıktığı için vazgeçmemeli.
Elbette bazı göz ardı edilemeyecek gerçekler var. Kadın ve erkek bedenini incelediğimiz zaman kas ve kemik yapısı bakımından erkeklerin güç gerektiren alanlarda bize göre daha az efor sarf ederek işlerini tamamlayacağını kabul etmeliyiz. Ya da kadınlar olaylara anaç bir bakış açısıyla yaklaştığı için empati ve duygusallık gerektiren mesleklerde kadınların daha başarılı olması olası. Ancak bu demek değildir ki bir kadın güç gerektiren bir iş kolunda çalışamaz veya erkekler duygusal zeka bakımından hiçbir şeye sahip değildir. Bir insan bir konuda başarı elde etmek istiyorsa, kendini bu konuda geliştirmek için yeteri kadar çaba harcasa yeter.
Ek olarak günlük yaşamında kas çalışmayan bir kadın ve bir erkeği karşı karşıya getirdiğimizde muhtemelen erkek daha güçlü çıkacaktır. Ama sadece bu iki insana bakarak da bir genelleme yapmamalıyız. Dünyada birçok erkek halterci olduğu gibi en az bir o kadar da kadın halterci var ve belkide bu kadınların bir çoğu o erkeklerden çok daha güçlüdür. Bir kadının inşaatta çalışmasına insanlar “imkansız” gözüyle baksa da eğer bir kadın çalışırsa o inşaatta taşınacak yüklerin kolaylıkla altından kalkabilir.
Erkeklerin ağırlıklı olarak yaptığı meslekleri nasıl kadınlar da başarılı bir şekilde yapabiliyorsa, aynı şey erkekler için de geçerli. Özellikle bizim ülkemizde yemek yapmak genelde kadınların yaptığı bir şey olarak görülür. Ama baktığımızda dünyaca ünlü olan birçok şef erkek. Türkiye’de bir erkeğin ailesine gidip ben aşçı olmak istiyorum demesi, özellikle de ailesi geleneklere bağlı ve tutucu ise, pek mümkün gözükmüyor. İnsanlar çocuklarına bu şekilde tepki gösterdiklerinde onların hevesleri kırılıyor ve belki de ileride çok başarılı olacakları alanlara yönelmek yerine aile zoruyla bitirdikleri bölümlerde okuyup sevmedikleri mesleklere sahip oluyorlar.
Bir insan, cinsiyeti fark etmeksizin hayali olan ve başarılı olacağına inandığı herhangi bir mesleği yapabilir. Bu yolda onlara yapamayacaklarını söyleyenlere kulak asmadan yollarına devam etmeli ve mesleklerin belli bir cinsiyeti olamayacağını herkese göstermelidir.