Bir gün Merve adında bir kız vardı. Merve Beştepe Koleji’nde 3\B sınıfına gidiyordu.
Yine bir okul sabahıydı. Her sabah okula gitmek için aynı yoldan geçiyordu ama bu sabah her şey farklıydı. Gözlerinin önünde birdenbire beliren parlak, altın rengi bir kapı, onu başka bir dünyaya davet ediyordu. Merve bu kapı karşısında şok olmuştu. Hem korkarak hem de merak ederek kapıdan içeri girdi. Etrafındaki her şey değişmişti. Kapının arkasındaki Dünya rengarenkti. Çiçekler, böcekler, hatta hayvanlar hepsi rengarenkti. Ayrıca hayvanlar bu Dünya’da konuşabiliyorlardı. Merve bir şey fark etti. Kapının arkasına geçince o da rengarenk olmuştu. Bir tilki Merve’ye “Merhaba” dedi. Merve”Merhaba tilkicik. Burası neresi?”dedi. Tilki “Burası renk diyarı. Sizin Dünya’da kullandığınız tüm renkler buradan geliyor” dedi. Merve yeni diyar’da oyunlar oynamaya başladı. Oynadı, oynadı, oynadı ve çok sıkıldı. Sonra artık evine dönmesi gerektiğini hatırladı. Tilki’ye sordu “Ben evime (gerçek Dünya’ya) nasıl dönebilirim?”. Tilki “Eğer evine dönmek istiyorsan sana söylediklerimi yapmak zorundasın.” dedi. Merve”Peki”dedi. Tilki”İlk önce gözünü kapat ve en sevdiğin rengi, o renkte bir nesneyi düşün. Sonra nereye gitmek istiyorsan orayı düşün ve gözünü açtığında oraya gitmiş olacaksın.”dedi. Merve denedi ve gözünü açtığında kendisini odasında buldu. Gece olmuştu. Hemen yatağıma yatıp uyudu.
Uyurken kendi kendine “İyi ki o kapıdan geçip renk diyarına gitmişim” diye düşündü.