Bir varmış bir yokmuş…Köyde yaşayan küçük bir kız varmış. Günlerden bir gün küçük kız meyve almak için pazara giderken yoldaki kalabalığı görmüş. Merak edip oraya koşarak gitmiş. Ortada kirli sakallı yaşlı bir dede varmış. Söylediğine göre yıllar önce kapatılmış bir Masal Dünyası varmış. Bu yer Kraliçe’nin sarayındaymış…Küçük kız hemen elindeki meyvelerle koşmaya başlamış. Bir on dakika sonra varmış Kraliçe’nin sarayına. İçeri girmek istemiş ama ona izin vermemişler. Küçük kız ne yapıp edip oraya girmeliymiş. Ona özel hediyeler vereceğini söyleyen küçük kız sarayın içine girivermiş…Efsaneye göre bu geçit havada uçabilen bir yerdeymiş. Küçük kız hemen üst kata yönelmiş. En son katta bir koltuk görmüş ve kendini kaptıramamış, hemen oturmuş. Birden yükselmeye başlamış koltuk, küçük kız koltuğu incelerken bir düğme bulmuş ve hemen ona basmış. Ve birden gözlerini açtığında altınlarla dolu bir mağara görmüş. Kız altınları olabildiğince almış. Tekrardan düğmeye bastığında evdeymiş. Aslında o Masal Dünyasına gitmek istiyordu. Şimdi annesine ne diyecekti…Hemen dışarıya çıkıp bu altınları halka dağıtmış. Sonra evine geri dönmüş, annesi şüphelenmiş ama üstünde durmamış. Küçük kız hemen yatağına girip uyuyakalmış…
Merakın Kârı
(Visited 21 times, 1 visits today)