Yıllardır süregelen inanışlardan batıl inançlar kendi içerisinde bir çok kategori şeklinde dallandırılıp budaklanmasıyla daha da fazla kişiyi her seferinde kendine çekmeyi taktire şayan bir şekilde başarabilmekte. Batıl inanışların kökenine inildiğinde pagan geleneklerine kadar ulaşıyoruz. Paganlarla beraber başlayan bu düşünce ve inanış tarzı biz insanları iki ayrı gruba ayırabiliyor. Batıl inançlara bir rahatsızlık gözüyle bakanlar ve batıl inanışları ruhsal, mental açıdan rahatlanmak için kullanıldığını savunanlar. Peki böyle bir sınıflandırma yapmak doğru olabilir mi?
Batıl inançlar herkes tarafından tabu olarak nitelendirilen şeyler olmuş hep. Olumsuzluklar üzerinden ilerleyen bu tabuların tabu olmasını sağlayan nedenleri aramalıyız önce. Her batıl inanışın bir geçmişi vardır bunu bilmeliyiz. Hepsi yaşanmışlıklar yüzünden tabulaştılmıştır. Buna verebileceğim küçük örnek ise 13 rakamının uğursuz olduğu batıl inancının 13 Ekim 1307 Cuma günü Tapınak Şövalyeleri’nin tutuklanması ve işkence edilerek öldürülmesine dayandığı olarak söyleyebilirim. Bunun gibi çoğaltılabilecek bir çok örnekler mevcuttur.
Peki biz batıl inançları geçmişleri dışında neden bu kadar fazla hayatımızın içerisine alıyoruz? Batıl inançlar psikolojimizin bizim için yarattığı rahatlama hissi mi, yoksa bu bir rahatsızlık mı? Bu soruların cevaplarını ben ikisi birden olarak yanıtlarım.
Batıl inançlara inanmak bir rahatsızlıktır çünkü, psikoloji öyle bir şeydir ki kendini güvende tutmaya çalışırken gerçek olmayan şeyleri bize gerçekmişçesine empoze eder. Hayatımızın içinde bulunan şizofrenik bozukluk hastalığı bunları destekler nitelliktedir. İnandığımız ve bağlandığımız her batıl inançta şizofreni belirtileri gösteririz. Bunun dışında düşündüğümüzde benim gözüme çarpan detaylardan birisi de inanmak ve tapmak istekleri olmuştur. Kanıtlanamaz nitelikte olan şeylere bağlandığımız her şey gibi dinler,inançlar da bu rahatsızlığın içinde bulunur. Elimizde hiç bir şey, kanıt, bulunmadan taptığımız her şey bizim ibadet etme isteğimizi karşılamak için psikolojimiz tarafından yaratılmıştır. Toplumlar sayesinde tabulaştırmış olduğumuz “dinlere inanış” tarafsız bir şekilde bakıldığı zaman bir batıl inanç olarak nitelendirilebilir. Ve bunların hepsi birer hastalık, rahatsızlıktır.
Batıl inançların aslında rahatsızlık olduğunu söyledik ama aslında mental açıdan da bir çıkış yolu, rahatlama isteğidir. Batıl inançların rahatsızlık boyutundan önce hepimizde bulunma şekli psikolojik açıdan rahatlama isteklerimizdir. Psikolojimiz ihtiyaçlarımız doğrultusunda bizim için bir güvenli alan yarattır. Bu alanda bulunan bazı ihtiyaçlarımız için ortaya çıkmış olan şeylerdendir batıl inançlar da. bu bakış açısıyla düşündüğümüzde batıl inançlar bir rahatsızlıktan çok bir rahatlama isteği olur.
Her insan farklıdır. Hiç bir insanın düşüncesi bir başka insanla aynı olmaz. İnsanlar birbirlerinden farklıyken batıl inançların insanlara göre sınıflandırılıyor olması mümkün değildir. Kime hastalık ,kime rahatlık veriyor olduğunu bilemeyiz. Bizler tek kopyalarıyken kendilerimizin hayatımızda batıl inançların ne safhalarda olduğunu bilememekteyiz.