İnsanların hayatta çeşitli amaçları ve hedefleri vardır.Bu amaçlar ve hedefler doğrultusunda insan ; hayatta kalmak,yaşamına devam etmek için bir nedene sahip olur. Belki de hayatın kilometre taşlarından biri de bu hedef ve amaçları keşfedip uğurlarında koşmaktır. Peki bu hedef ve amaç size verilseydi her şey daha kolay olmaz mıydı?
Bazen bir insana rastlarız, o insan hayatı boyunca bir amaç bulmak uğrunda koşup hayatı kaçırmıştır.Bazen ise hedef ve amaca sahip olup peşinden koşacak kadar istekli olmayan, hayatlarının elleri arasından kaymasını izleyen insanları görürüz ya da bir amaca sahip olup hayatın kontrolünü eline alan insanları.Bu durumlardan hepsinin gerçekleşme imkanı vardır diyebiliriz ta ki derin mavi gözlerin dünyayı aydınlatmasıyla, olasılıkların değiştiğini hesaba katmazsak.
Gözlerini açtığı andan itibaren Türk gençliğinin bir amaca, bir hayata sahip olması için olasılıkları ortadan kaldıran adam Mustafa Kemal Atatürk, yaşamı boyunca ülkesine hizmet vermekle kalmayıp yaşamından sonraki yüzyıllar boyunca Türk gençliğine devasa bir amaç bırakmıştır. Herkes hayatını bir amaç bulmakla harcarken, Atatürk bizlere, Türk gençliğine o amacı yazılı bir şekilde vermiştir. Hayatımız boyunca yapmamız gereken tek şey ise mavi gözlerin aydınlattığı o yolda pes etmeden yürümektir.
Yaşamımız boyunca yüzlerce sorumluluk alırız. Bazı insanlar bu sorumlulukları gerçekleştirmek amacıyla hayatlarını bir kenara bırakıp kendilerini çalışmaya adarken bazı insanlar ise daha hiç yol almadan pes eder, bırakıp kaçarlar.Kaçarken pes etmeyenlerle aralarındaki farkı düşünmeden kaçarlar.Neden mi? Çünkü düşündükleri zaman akıllarına o bir çift mavi göz gelir, derin bakışlı mavi gözler. Türk evladı, önünde ne kadar engel olursa olsun, o engeller için ne kadar ter dökmesi gerekirse gereksin kaçmaz, neden mi? Çünkü onların babalarından, sarı zeybekten o şekilde öğrenmişlerdir.
Türk evladı, Atatürk’ün evladı olmak her yiğidin harcı değildir. Atatürk’ün yolundan yürümek belki de hayatın bize yüzünü gösterdiği anlardan biridir, kolay değildir, kolay olmayacaktır çünkü o yol, uğrunda milyarlarca insanın öldüğü Türk bayrağının yoludur. O eşsiz yolun sonunda ise babanızla tanışırsınız. Her zaman tanıdığınızı düşündüğünüz ama fikirlerini, dünyaya bakış açısını, hislerini ancak o yolun bitişinde öğrenebileceğiniz babanızla.
Hayatta bazı insanlar vardır, birilerinin hayatlarına dokunup belki de farkında olmadan onların hayatlarını kurtaran insanlar. Yıllarca bekleseniz de bazen gelmezler, belki de bir anı bekliyorlardır. Koskocaman Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılış anı gibi bir an gelip bir ülkeyi baştan yaratıp tarih yazarlar, hayatlarınıza dokunurlar ve hayatınızın kurtaracak olan o amacı bırakır, sonsuzluğa gömülürler. İşte o amaç, Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşamını devam ettirmesini sağlayacak o amaç Atatürk’ün Gençliğe Hitabesidir.
Gençlere, genç nesillere gönderilen bu amaç, o masmavi gözlerin açtığı yolda gösterdiği hedefe doğru yürümeyi gerektirir. Bir Türk genci olarak ben de o mavi gözlerin açtığı yolda gösterdiği hedefe doğru durmadan yürüyeceğime, düşüncelerini öğrenip ona layık olmak için elimden geleni yapacağıma ant içerim.