Eğitim, bir kişinin kendisin geliştirmesi gereken en büyük özveri. Peki bu özverinin arkasında neler yatıyor hiç düşündünüz mü? Eğitim nedir diye sual edenlerin cevabı genellikle matematik, edebiyat, fen bilimleri ve benzeri ilimlerinin derslerine girmektir. Öteki yandan eğitim demek aklı hür, vicdanı hür ve ufku açık bir birey olmak ve kendimizi bu yolda yetiştirmek.
Konumuza daha detaylı değinecek olursak eğer zekanın mı yoksa emek ve çabanın mı öne bastığını sorar isek hepimizin kafasını deli sorular kaplayacaktır. Başarı zeka ile doğru orantılı ama çalışma ile orantısı oval denebilir. Belli bir kapasiteye sahip olmazsan istediğin kadar çalış, işe yaramaz. Zeka önemlidir. Çünkü kuru gürültüye çalışıp da imkanları kullanacak kapasitesi olmayan bir adamın çalışmaları beyhude olur. Akıl, içerisinde fırsatların olduğu var olan durağan ve statik hali, çabalamak ise elinde var olan imkanlarla (mütevazı de olsa)en yüksek faydayı üretmektir. Yani çalışkanlık statik değil, dinamik bir durumu ifade eder. Girdiğimiz okul sınavlarında ise matematikten 100 alana zeki denmemeli aslında. Çalışmış olarak imtihanını vermiş ve çabasının karşılığını almış her kimsedir. TDK’ya göre zeki demek; insanın düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamı anlamına gelmekte.Daha belirgin ve gerçek hayata dönük durumlardan bir örnek vererek örneğimizi yenileyelim ve bir karara varmaya çalışalım. İki öğrenci üniversite sınavına girer, sınav sonuçlarının açıklanmasının ardından biri tıp fakültesinin en yüksek puanlı okuluna. Ötekisi ise güzel sanatlar fakültesine girer. Aradan yıllar yılları, aylar ayları, haftalar haftaları ve günleri günler kovalar. Tıp fakültesinden mezun olan öğrenci meslek hayatına adım attığında; doktor olmasını sadece bir statü olarak kullandı. Ona tedavi olmaya gelen bir çok hastasını yarı yolda bırakıp sırf onları kazanacağı para için harcadı. Lakin güzel sanatlar fakültesinden mezun olan öğrenci ise bir okulda görsel sanatlar öğretmeni olur. Bu birey ise mesleğine başladığında bir adım atmakla kalmadı, adeta ayak seslerini duyurdu. Nasıl mı yaptı? öğrencilerine her daim örnek olup onları her alanda destekledi. Resim yapmanın bir özgürlük ve hayalleri kağıda dökmek olduğunu öğretti. Ufuklarını daima genişleterek her daim yanlarında oldu.
Çalışmak amaca elbette ulaştırır. Lakin içinde hür bir akıl yok ise bu nafiledir. Amaca ulaşmak sadece ulaşmak değildir bu amaca neden ve niçin geldiğini bilmek ve umursamaktır. Eğer bir sınavdan iyi bir sonuç almak istiyorsanız elbette çalışmak gerek. Lakin kalbi temiz bir insan olmak istiyor iseniz zeka, hür düşünceler sizin daha çok işinize yarayacaktır.