Maske ve Kimlik

Oscar Wilde atıfta olduğu “İnsan kendi kimliğiyle konuşurken pek az kendisi gibidir, ona bir maske verilirse gerçeği anlatır ancak.” ifadesi bana derin bir çelişki uyandırdı. Bu ifade insanların toplumda ne kadar çok rollerini oynadıklarını, kimliklerinde gizledikleri gerçek duyguları, düşünceleri ve arzuları nasıl susturduklarını düşündürüyor. Hayat boyu bir isimle, bir yüzle yaşarken, oysa aslında çoğunlukla kendimizi ya da ne olacağınıza karar vermiyoruz ne de buna uyanız diye düşünüyorum. Çünkü kimliğimiz bize sorumluluklar getirir, beklentilere göre hareket etmemizi ister.

Wilde’ın anlattığı “maske” aslında para doygun bir özgürlük kapısı gibi. Maskeden gizli olduğumuzda dış yargılardan kurtuluyoruz, içimizdeki sessiz “ben”in ortaya çıkmasını sağlıyoruz. İnsanlar anonimken, yüzlerini göstermediklerinde içimizdeki karanlık ya da zayıf yönlerini daha rahat ifade edebiliyor. Belki bu yüzden sahnedeki bir oyuncu en içten duygularını rol aracılığıyla ifade edebiliyor; belki de bu yüzden sanat, yazım, tiyatro bir tür maske görevi görüyor.

Bu sözümü sorguluyor. Gerçekten ben miyim ki konuşan, yoksa toplumun onayladığı benim simgesi mi?

(Visited 17 times, 1 visits today)