Bu yazıyı okuyan herkesin bir telefonu vardır mutlaka.Çünkü herkes için aile bir, telefon ikidir.Ama yüz yıl önce böyle bir şey yoktu.Çünkü şimdiki zamandaki gibi herkesin telefonu yoktu,otuz yıl önce de. Alexander Graham Bell İnsanlığın en iyi buluşlarından biri olan telefonu 15 Şubat 1880 tarihinde test etti ve başardı.Belki o zaman herkesin “Telefonu kim icat etmiştir?” sorusuna cevap verebileceğini de bilmiyordu, nereden bilebilir ki? Düşünün şimdi bir makine icat ettiniz.Bunun 136 yıl sonra ne halde olacağını düşünün.Hayal edemiyorsunuz değil mi?Tamam bu konuyu bitirelim.
Peki alo kelimesi nereden geliyor. Telefonu açtığımızda “alo” deriz. Bu sözcüğün İngilizce “hello” kelimesinden geldiği gibi tamamen yanlış bir kanı var. Alo sözcüğünün çıkışı, aslında ta Alexander Graham Bell’e uzanır.
Graham Bell telefonu icat ettiğinde bu aleti bir süre denemek için sevgilisiyle kendi evi arasına hat çekerek kullanmış. Bir yandan da yeni icadını geliştirmek için yoğun çalışıyormuş. Sevgilisinin adı Allessandra Lolita Oswaldo imiş. Bu sevimli kız evde canı sıkıldıkça Graham Bell’i arıyormuş.
Bell atölyesinde telefon çalınca arayanın Allessandra Lolita Oswaldo’dan başkası olamayacağını bildiğinden, telefonu açar açmaz “Allessandra Lolita Oswaldo” diyormuş. Ancak genç kız o kadar sık aramaya başlamış ki; Bell, zamanla sevgilisine adını kısaltarak hitap etmeye başlamış. Telefonu her açışında “Ale Lolos” diyormuş.
Gelin görün ki; Bell’in işleri uzuyor, sevgilisini ikide bir aramaları bitmiyormuş. Allessandra Lolita Oswaldo iyice baymaya başlayınca Bell artık telefonu sevgilisinin adını iyice kısaltarak, “Alo” diyerek açmaya başlamış.
Graham Bell’in amacı telefonu tüm kente yaymak ve dünyaya bu müthiş icadını tanıtmak olduğundan gece gündüz atölyesinden çıkmaz olmuş, artık sevglisine ilgi göstermiyormuş.
Sonuçta Allessandra Lolita Oswaldo bilim adamını çalışmalarıyla baş başa bırakıp onu terk etmiş. Graham Bell, Allessandra’nın onu terk edip gittiğini ancak hayallerini gerçekleştirip telefonu tüm kente yaydığında fark edebilmiş. Büyük bir hayal kırıklığı yaşayan Bell, o günden sonra sevgilisinin bir gün onu arayacağı umuduyla telefonun başından ayrılmamış ve telefonu her açışında büyük bir ümitle “Alo” demiş. Ama her seferinde karşısına icadını kutlayan bir kent sakini çıkmış. İcadın sahibi “alo” dediği için tüm kent halkı telefona cevap verirken “alo” demeye başlamış. Ve bu gelenek böyle sürüp gelmiş.
Konuyu açıkladığımıza göre devam edelim
Yanda gördüğünüz ise ilk telefonlardan biri.Nerede Whats’app,nerede İnstagram?
Yanda gördüğünüz ise ilk telsiz telefon.İşlevi mesajlaşma ve arama yapma.Çok fazla işlevi var değil mi? Ama artık öyle değil.Herkesin elinde cebine sığan bir telefon.Okul çıkışı herkesin acaba telefonuma ne mesaj geldi diye kavimler göçü gibi gitmeleri…Evet, biraz saçma bir benzetme oldu ama ne yazık ki öyle. Bir telefon için 4550vermek de saçma.Ama insanoğlu işte.Ne moda ise onu alıyor.Peki telefonu bu kadar kullanmamızı sağlayan nedir? Akıl yedirten bir soru.Çünkü bu sorunun bir cevabı yoktur.Dediğim gibi ne moda ise ona sahip olmak istiyor insanoğlu.
Belki de telefonlar ileride böyle olacaktır. Ama bir yandan nereden bilebiliriz.Belki ben bunu yazarken bir meteor düşecek.Dediğim gibi nerden bilebiliriz.
İsterseniz gıkını çıkarmayınız.