Kızıl gezegende neredeyse bir yılı tamamlamak üzereyim ve buradaki yaşamın zorlukları artık bir rutin haline geldi. Ancak her gün yeni bir sınavla karşılaşıyoruz.
Bu sabah, her zamanki gibi oksijen seviyelerini kontrol ederek güne başladım. Kolonimizin hava üretim sistemi genel olarak istikrarlı çalışıyor, ancak son günlerde artan toz fırtınaları filtrelerimizi zorlamaya başladı. Bu yüzden ekibimizle birlikte filtreleri temizlemek için dışarı çıkmamız gerekti. Uzay giysilerimizi giyip hava kilidinden adım attığımızda Mars’ın dondurucu soğuğu içimize işledi. Burada, dış etkenlere karşı sürekli dikkatli olmak zorundayız; çünkü en ufak bir hata ölümcül olabilir.
Öğleden sonra tarım modülünde çalıştım. Dünyadan getirdiğimiz bitkilerin Mars toprağında yetişebilmesi için özel biyolojik destekler sağlıyoruz. Patates ve marul en dayanıklı mahsullerimiz arasında. Ancak su kaynaklarımız hâlâ en büyük sıkıntımız. Geri dönüşüm sistemimiz suyu tekrar kullanılabilir hale getirse de her damla hâlâ çok kıymetli. Bugün buz madenciliği ekibinden gelen haber hepimizi sevindirdi: Yeni bir buz kaynağı bulmuşlar. Bu, kolonimizin geleceği için büyük bir adım olabilir.
Akşam saatlerinde iletişim sistemlerinde bazı aksaklıklar yaşadık. Dünya ile bağlantımız kritik öneme sahip çünkü düzenli olarak veri ve talimat alıyoruz. Sorunun, Mars atmosferindeki iyonize tozdan kaynaklandığını düşünüyoruz. Mühendis ekibiyle birlikte anten sistemini güçlendirmek için bir plan oluşturduk. Yarın erken saatlerde bunu uygulamaya koyacağız.
Bazen burada geçirdiğim zamanın hayal mi, yoksa gerçek mi olduğunu sorguluyorum. Gökyüzü her zaman kızıl, gece olduğunda ise yıldızlar inanılmaz parlak. Ama Dünya… Buradan sadece küçük, soluk bir mavi nokta gibi görünüyor. Yine de buradaki her an, insanlığın geleceğini şekillendiren bir adım. Belki bir gün, Mars da Dünya gibi milyonlarca insanın yaşayabileceği bir yer olacak. O güne kadar biz öncüler, mücadele etmeye devam edeceğiz.